Gerçek insanlarla gerçek şeyler yapmak güzel. | Open Subtitles | يسعدني القيام بأمور حقيقية مع أناس حقيقيين |
Bazen, kötü şeyler yapmak zorunda kalırım ve her zaman kötülere karşı değil. | Open Subtitles | يتوجب عليّ أحياناً القيام بأمور سيئة وليست دائماً بحق الأشرار |
Sizi incitti, korkunç şeyler yapmaya zorladı. | Open Subtitles | لقد آذاك و اجبرك على القيام بأمور فظيعة |
Bilfiil bir şeyler yapmaya çalışıyorum Diana. | Open Subtitles | إنني أحاول القيام بأمور فعّالة |
Kar Kraliçesi'nde korkunç şeyler yapmasını sağlayacak korkunç büyülerle bezeli bir ayna var. | Open Subtitles | ملكة الثلج لديها مرآة مشبعة بسحر رهيب بمقدوره القيام بأمور رهيبة |
Kötü insanların kötü şeyler yapmasını engellerken yaralandın. | Open Subtitles | لقد أصبت وأنتِ توقفين أشخاصًا سيئين من القيام بأمور سيئة |
Siz, zamanınızla çok daha iyi şeyler yapabilirsiniz. | TED | أتصور أنكم تستطيعون القيام بأمور أحسن في وقتكم. |
Benim yeteneklerime sahip olup da kötü bir hadise yaşanıp da bu yetenekleri kullanmıyorsan hadise senin yüzünden yaşanmış oluyor. | Open Subtitles | عندما يمكنك القيام بأمور يمكنني فعلها ... عدا أنك لا تفعل ثم تحدث الأمور السيئة |
Ancak Heather için, ya da aldatılan eş için, tekrar öz-değer hissini oluşturacak şeyler yapmak önemli, kendini sevgi ve yaşamda anlam, heyecan ve kimliği yeniden inşa edecek arkadaş ve etkinliklerle donatmak. | TED | لكن هيذر أو الشريك المخدوع من الضروري القيام بأمور تساعد على استرجاع الثقة بالنفس وأن تحيط نفسها بالحب الأصدقاء والأنشطة التي تعيد السعادة والمعنى و الهوية |
Ona ahlaksızca, kötü şeyler yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد القيام بأمور قذرة وفظيعة لها |
Seninle sürekli aptalca şeyler yapmak istemiyor olabilirim ama benim yerime birini geçirmeni gerektirmez bu. | Open Subtitles | ربما لا أود القيام بأمور غبية معك طوال الوقت لكن... هذا لا يعني أن تقوم باستبدالي |
Bazen insanlar dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için korkunç şeyler yapmak zorunda kalırlar ve bu da bir tür kahramanlık sayılır, değil mi? | Open Subtitles | حسنًا، أحيانًا يتحتم على الناس القيام بأمور شنيعة في سبيل تحسين العالم و... . هذا نوع من البطولة، صحيح؟ |
Böyle şeyler yapmaya bir son vermek zorundasın. | Open Subtitles | -ينبغي أن تتوقفي عن القيام بأمور كهذه |
Teorik olarak, bunları yeterli olarak programlayabilirseniz, yeteri kadar ilginç şeyler yapabilirsiniz karmaşık yapılar da dahil olmak üzere. | TED | نظريا، إن قمت ببرمجة تلك بما فيه الكفاية، يجب أن تكون قادرا على القيام بأمور مثيرة للإهتمام وإنشاء بنية معقدة. |
Benim yeteneklerime sahip olup da kötü bir hadise yaşanıp da bu yetenekleri kullanmıyorsan hadise senin yüzünden yaşanmış oluyor. | Open Subtitles | عندما يمكنك القيام بأمور يمكنني فعلها عدا أنك لا تستطيع... عندها تحدث الأمور السيئة |