Bunlar bir politikacının işini yapabilmesi için öncelikli araçlardır. | TED | هذه أدوات أساسية من خلالها يستطيع السياسي القيام بعمله. |
İşini yapıp borcunu ödeyeceğine, yasalardan konuşuyor. | Open Subtitles | يتحدث عن القانون بدلا من القيام بعمله و دفع ديونه |
Bir memur, bölüm kurallarını çiğnemeyi, alışkanlık haline getirmişse iyi bir polis olarak işini yapması oldukça zorlaşır. | Open Subtitles | عندما يقرر شرطي خرق قوانين المركز وحقوق المشتبة بهم المدنية فإنه يصعّب على كل شرطي القيام بعمله |
Oğlumun işi ile kendisinden uzaklaşma becerisini elinden aldın ve bu onun işini yapabilme becerisini yok etti. | Open Subtitles | أخذتَ قدرة ابني لإبعاد نفسه عن عمله وبالتالي حطّمت قدرته على القيام بعمله |
Bir rehber köpeği çantaya kapatmanın onun işini yapmasına engel olcağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد حقاً بأن الأغلاق على كلب خدمة في حقيبتك سيمنعه من القيام بعمله |
Adamlarım yürüyüşçüleri bulacak koordinatları telsizden bildireceğiz, kurtarma ekibi de işini yapacak. | Open Subtitles | سيُحدّد فريقي موقع المُتنزّهين، ويُعلمونا بالإحداثيّات، ويُمكن لفريق الإنقاذ القيام بعمله. |
Komite Başkanına işini nasıl yapacağını söylemek sana düşmez | Open Subtitles | أنت لستِ في مكان يخول لك تعليم رئيس لجنة القضاء كيفية القيام بعمله |
Ben sadece işini yapmaya çalışan bir polisim. | Open Subtitles | أنا شرطي يحاول القيام بعمله فقط. |
Onun işini veya daha fazlasını yapabileceğini ispat etmek istiyorsan- | Open Subtitles | أما إن كان هدفكَ إثبات قدرتك على القيام بعمله وأكثر أيضاً... |
Onu incelemem gerekiyor, işini yapmak değil. | Open Subtitles | -عليّ أن أتحرى في أمره, وليس القيام بعمله |
Aslına bakarsan sen işini düzgün yapmadığın için buradaki hiç kimse de işini tam olarak yapamıyor! | Open Subtitles | لا أحد يستطيع القيام بعمله هنا... . لأنك لا تريد القيام بعملك. |
Madem patronun kendi işini yapmıyor o zaman sen de kendine yeni bir kapı ara. | Open Subtitles | لأنّه إن لم يعرف رئيسك كيفية القيام بعمله... تعلمين إلى من بوسعك الإنضمام. |
İşini iyi yapmak isteyen kimse var mı? | Open Subtitles | ألا يريد أحد القيام بعمله بشكل جيد؟ |
- İşini yapmak istemiyor, bana ne? | Open Subtitles | لا يريد القيام بعمله, لما أبالي انا؟ |
Hem onun işini hem de kendi işimi yapmak zorundayım. | Open Subtitles | فعلىّ القيام بعمله وبعملي |
İşini yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انه يحاول القيام بعمله. |
Herkes işini yapmalı. | Open Subtitles | على الرجل القيام بعمله. |
o, sadece işini yapıyor. | Open Subtitles | وهو مجرد القيام بعمله. |
Hayır, sadece Berlin'e girmesini engelle yeter. İşini her yerden yapabilir. | Open Subtitles | لا، امنعه فحسب من المجيء إلى (برلين) يمكنه القيام بعمله من أي مكان آخر |
Ben işimi yaptım. - İşini yapmada çok övünür. | Open Subtitles | -إنه كبير جداً على القيام بعمله . |