Bu tuhaf plan, Kayzer'in Amerika'nın Pasifikte büyüyen gücüne sinirlenmesi ile ortaya çıkmıştı. | Open Subtitles | كان يقود كل تلك الخطط العجيبة استياء القيصر الألماني من القوة الأمريكية المتعاظمة في المحيط الهادئ |
Ve Kayzer'in nefret ettiği toprak gaspı, tamahkarlık ve kapitalizm aslında daha da yayıldı. | Open Subtitles | أفكار القيصر الألماني وكراهيته للاستيلاء على الأراضي والطمع والرأسمالية.. كانت ،في الحقيقة ،قد انتشرت لمجال أوسع |
Zamanı geldiğinde Kayzer'den daha güçlü bir hale geleceklerdi. | Open Subtitles | كانا سيصبحان ، مع الوقت أكثر قوة من القيصر الألماني نفسه. |
Kayzer, savaşın patlamayacağından o kadar emindi ki, tatile çıktı. | Open Subtitles | كان القيصر الألماني واثقاً جداً أن لا حرب ستحدث لدرجة أنه خرج في إجازة. |
Ne Kayzer ne de onun siyasi ve askeri kurmayları Avusturyanın aklında neler olduğunu öğrenmek için uğraşmadılar. | Open Subtitles | لم يقم القيصر الألماني ولا أي من ساسته رفيعي مستوى ولا قادته العسكريين بأي خطوة لمعرفة.. ما كان يدور بخلد النمسا-المجر |
İngiltere ve Japonya, hayati önem taşıyan Alman bölgesi Tsingtao'yu ele geçirerek Kayzer'in gururunu kırıp, keyfini kaçıracaklardı. | Open Subtitles | سوية سيستولى اليابانيون والبريطانيون على (تسنجتاو) القاعدة الألمانية الحيوية ومصدر بهجة واعتزاز القيصر الألماني |
Kayzer, Avusturya'nın ultimatom metni geldiğinde Norveç'te, yatındaydı. | Open Subtitles | كان القيصر الألماني على متن يخته في (النرويج) عندما وصله نص الإنذار النمساوي |
1913'te, Kayzer II.Wilhelm, 50nci gümüs yilini kutladi. | Open Subtitles | في عام 1913، احتفل القيصر الألماني (ويلهم الثاني) باليوبيل الفضي |
Emma ve Fritz Schlesinger, Kayzer için savaşmaya giden 100.000 Yahudiden biri olan arkadaşları Ludwig Bornstein'la vedalaşmaya gitmişlerdi. | Open Subtitles | شاهد (إيما و فرتز شليسنجر) صديقهم (لودويج بورنشتاين) يتوجه للجبهة وقد كان واحداً من 100 ألف يهودي حاربوا من اجل القيصر الألماني |