Tüm bu yazarlar, kendi çaplarında zamanlarının gelenek ve göreneklerini yansıttılar. | Open Subtitles | الآن، هؤلاء الكتّاب كلّهم سلكوا طريقهم الخاص عكست عادات وإتفاقيات زمنهم |
Ama içinizdeki gizli yazarlar, lütfen herhangi bir özgün çalışmanızı ... | Open Subtitles | لكن لكل الكتّاب السريين هناك بالخارج رجاءً قدّموا أي شيء لكم |
İyi bir yapımcı yarısıyla da halledebilir ama yazarlar ve yönetmenler de gerekiyor. | Open Subtitles | المنتج الفطين يستطيع صنعه بنصف المبلغ، لكن يجب عليه أن يعرف الكتّاب والمخرجين. |
İkincisi: Birçok yazar, Uber'den, Airbnb'den, TaskRabitt'den, Lyft'den ve benzerlerinden paylaşım ekonomisinin parçası olarak bahsediyor. | TED | ثانياً: يتحدث الكثير من الكتّاب عن تطبيق أوبر وموقع أير بي إن بي وتاسك رابت وليفت وغيرها كنوع من الإقتصاد المشترك. |
Yani bir sırra ortak olduğunu hissettiğinde bu, Shakespeare' den Hitchcock'a bütün muhteşem yazarların ayırıcı özelliği, adeta damgaları olan, dramatik ironidir. | TED | لذا، عندما تشعر أنك تعرف سرا، هذه هي المفارقة الدرامية، السّمة المميزة لجميع الكتّاب العظماء، من شيكسبير حتى هيتشكوك. |
Samantha nazikçe bizi, buradaki harika yazarlarla tanıştırmayı teklif etti. | Open Subtitles | في الواقع، عرضت (سامانثا) تعريفنا على بعض الكتّاب الرائعين هنا |
Dünyanın en iyi yazarları bile farklı işlerde çalışmak zorunda kalmış. | Open Subtitles | أنظر, حتى الكتّاب الكبار أُجبروا على أن يعملوا في وظائف غريبة |
Çoğu yazarlar eski öyküleri yeniden yazıp duruyorlar. | Open Subtitles | فمعظم الكتّاب يعيدون كتابة القصص القديمة بلا جديد |
Genç yazarlar bunu söylememden nefret ederler. | Open Subtitles | الكتّاب الشباب دائما مايكرهون ذلك عندما أخبرهم به |
Çok basit, siz entel yazarlar, bunu asla düşünemezdiniz. | Open Subtitles | أمر بسيط للغاية، لم تكونوا لتفكّروا به أبداً أيها الكتّاب العباقرة. |
Geri kalan yazarlar da bu acayip köpek için bir isim düşünsünler. | Open Subtitles | ليفكّر بقية الكتّاب في اسم لذلك الكلب الخارق. |
Elizabeth dönemi tiyatrosunun parlak günlerinde iki tiyatro, yazarlar ve seyirciler için savaşıyordu | Open Subtitles | في أيام مجد المسرح الإيليزابيثي، مسرحان كانا يتقاتلان علي الكتّاب والجمهور |
Belki bu kitap konusunu burada sizinle tartışacağıma yazarlar Birliğinde tartışmalıyım. | Open Subtitles | ربما يجب ان اناقش بخصوص هذا الكتاب مع نقابة الكتّاب ليس هنا في اصلاحية الولاية |
Fakat yazarlar ikinci sezona kadar herşeyi planladılar, bu yüzden her bölüm bir sürpriz. | Open Subtitles | لكن الكتّاب مخططين لأن يمتد هذا إلى الموسم الثاني لذا فإن كل حلقة تعتبر بمثابة المفاجأة لي |
yazarlar Birliği'ne hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكما في طائفة الكتّاب. تفضّلا بالجلوس. |
Bence onun için bir iki ağıt yazacak birkaç yazar bulmalıyız. | Open Subtitles | أظن أن عليك تعيين بعض الكتّاب لكتابة بعض الروئ له |
Yani, yazar dediğin kısa hikâyeler, şiirler yazmalı bence. | Open Subtitles | أعنى أن الكتّاب يجب أن يكتبوا عن القصص القصيرة والشعر |
Çoğu yazar engellenmeden önce.. ...birşeyler yazmalı. | Open Subtitles | أغلب الكتّاب يقومون بكتابة شيء ما قبل أن يكون العقل مغلق |
Ya da yazarların çalıştığı yeri içermeyen, büyük bir fikirden yana ve ona karşı yazıların olduğu bir serbest kürsü dizisi. | TED | أو سلسلة مقالات رأي مع وضد فكرة كبيرة ولا تخبرك إلى أي جانب يعمل الكتّاب. |
yazarların da çalışmak için bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | في النهاية، يحتاج الكتّاب إلى مكتب للعمل |
En büyük yazarlarla kıyaslamalar. | Open Subtitles | "بجميع المقارنات مع أعظم الكتّاب" |
İyi, en azından spor yazarları arasında biraz ün yapmış oldun. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل كتبت اسمك فى قاعة عظماء الكتّاب الرياضيين |
Biz de bu olaya, yaşadığı dönemin en ilginç yazarlarından birinin romanı ile gireceğiz: | Open Subtitles | على أية حال، سنندمج مع روايه بأحد أكثر الكتّاب المشوقون في هذا العصر |
İngiltere'de yazarlara bunu mu yapıyorsunuz? | Open Subtitles | هل هذا ما تفعلوه مع الكتّاب فى إنجلترا ؟ |
Senaristlerin grevi bizi buraya getirdi. | Open Subtitles | بل إضراب الكتّاب اللعين هو الذي ساقنا هنا |