İlaç kullanayım ya da kullanmayayım Çok fazla vaktim yok. | Open Subtitles | مع أو بدون العلاج لم يعد لديّ الكثيرُ من الوقت |
Bu Çok fazla saldırganlık içeriyor. | Open Subtitles | الكثير من العدائية. الكثيرُ من الغضب. الكثير من الحنق. |
Çok fazla boş vaktim vardı. | Open Subtitles | كان لديّ بعضُ الفراغ بل الكثيرُ من الفراغ |
Evet, bizim gibi sarışın kadınlar Çok fazla yok. | Open Subtitles | نعم, لا يوجد هنالكَ الكثيرُ من الخادمات البيض |
Yani, Bir sürü insan aşka ihtiyaç duyuyor, ama bir kararlılıkla yaklaşmıyorlar buna. | Open Subtitles | أعني، الكثيرُ من الناس بحاجة للحب لكنهم ليسوا بحاجة للأكل من أجل ذلك |
Pekala, bakın beyler, geçmişte bununla Çok fazla başarı kazandık bu yüzden yarışma boyunca giymeniz için size, bizim üniformaları vereceğiz. | Open Subtitles | ،حسنٌ , إنظروا يارفاق إن لدينا الكثيرُ من النجاح ،بهذا بالماضي لذا لنعطيكم أزيائنا الرسميّة |
Lütfen üzerini giyin. - Çok fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | إرتدِ ملابسك من فضلك ليس أمامنا الكثيرُ من الوقت |
- Bak, Arkady'nin çok tanıdığı vardı sen ve ailen hakkında Çok fazla sır biliyordu. | Open Subtitles | وملكَـ بجعبتهِ الكثيرُ من الأسرار حيالكـ وحيال أسرتكـ |
Eğer bugünün savaşını kazansan bile yaptığında Çok fazla şiddet var. | Open Subtitles | حتى لة فزتُ في معركة اليوم هناك الكثيرُ من العنف في عملك |
Burada Çok fazla muhbir var. | Open Subtitles | يوجدُ الكثيرُ من المخبرينَ هنا. |
- Çok fazla ilaç var anne. | Open Subtitles | إنها الكثيرُ من الحبوب، يا أماهُ |
Çok fazla çalışmış. | Open Subtitles | الكثيرُ من العمل. |
Çok fazla dikkati dağıtacak şey var. | Open Subtitles | فهناك الكثيرُ من الإلهاءات |
Çok fazla ses var. | Open Subtitles | الكثيرُ من الأمورِ تحدث. |
Çok fazla kuralı var. | Open Subtitles | هناك الكثيرُ من اللوائح. |
- İçinde Çok fazla tehlikeli şey vardı. | Open Subtitles | - لأنَّ هنالكَ الكثيرُ من الهراءِ - |
Başında Harvey ve Malone'la ilgili Çok fazla şey olduğunu biliyordum... ve düşündüm ki, hayal kırıklığıyla baş etmenin en iyi yolu başka bir şeyi başarmaktır. | Open Subtitles | أوتعلم , لقد علِمت بأن لديك الكثيرُ من الأمورِ تجري مؤخراً مع (هارفي)و(مالون) وأحياناً أفضل طريقة للتعامل مع الإحباطِ |
Çok fazla kan var. | Open Subtitles | هناكَ الكثيرُ من الدم |
- İçinde Çok fazla tehlikeli şey vardı. | Open Subtitles | - لأنَّ هنالكَ الكثيرُ من الهراءِ - |
Önümüzdeki haftalar için önünde Bir sürü tedavi ve ameliyat seni bekliyor. | Open Subtitles | وأمامنا الكثيرُ من الجراحات والكثيرُ من الإجراءات على مدى الأسابيعِ المقبلة |
Gözyaşlarını boşa harcama. Daha Bir sürü erkek olacak. | Open Subtitles | لاتذرفي دموعكي سيكون هنالك الكثيرُ من الشبانِ غيره |