Benim için çok şey yaptı, birlikte çok şey atlattık. | Open Subtitles | لقد عمل الكثير لأجلي ولقد مررنا بالكثير معا |
Kendimi kötü hissediyorum, çünkü benim için çok şey yaptı. | Open Subtitles | إلا أني أشعر بالسوء، لأنه فعل الكثير لأجلي |
Tabi, çünkü o benim için çok şey yaptı. | Open Subtitles | بالطبع، لأنها تفعل الكثير لأجلي. |
Anlaşma neyse o. Benim için çok şey yaptın. | Open Subtitles | الاتفاق اتفاق، لقد بذلك الكثير لأجلي |
Benim için çok şey yaptığını biliyorum, o yüzden... | Open Subtitles | أعرف أنكِ تشعرين بأنكِ تخلّيتِ عن الكثير لأجلي, لذا... |
Kyle, benim için çok şey yaptın. | Open Subtitles | كايل .. لقد فعلت الكثير لأجلي |
Benim için çok şey yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت الكثير لأجلي |
Benim için çok şey yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت الكثير لأجلي |
Benim için çok şey yaptın. | Open Subtitles | {\pos(192,230)}... لقد فعلت الكثير لأجلي |
Phil benim için çok şey yaptın. "Tucson'da Yaşayan Var" tabelaları olmasaydı ben burada bile olmazdım. | Open Subtitles | (فيل)... لقد فعلت الكثير لأجلي. أعني، أنه لولا لافتات "شخص حي في توسون"، |