Her neyse, Yapacak çok iş var. Görüşürüz canlarım. | Open Subtitles | عل أى حال ، يوجد الكثير لفعله اراكم لاحقا ، أحبائى |
Yoğun bir gün. Yapacak çok iş var. | Open Subtitles | حسناً ، يوم كبير ، هناك الكثير لفعله |
Pekala millet hadi bakalım yapacak çok işimiz ve az vaktimiz var. | Open Subtitles | حسنٌ، الكل يخرج ما لديه لدينا الكثير لفعله و الوقت ضيق لإتمامه |
Sadece bir hafta kaldı ve daha yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | لقد تبقى اسبوع واحد و مازال لدينا الكثير لفعله |
İkincisi daha Yapacak çok şey olduğu. | TED | الرسالة الثانية هي أنه لا زال هناك الكثير لفعله. |
Bu akşamki parti için Yapacak çok işim var, vaktimse çok dar! | Open Subtitles | هناك الكثير لفعله قبل الحفلة الراقصة الليلة, و وقت قليل جداً! |
Enfeksiyon hakkında daha fazla şey öğrenene kadar, yapacak fazla birşeyimiz yok. | Open Subtitles | حتى نعلم المزيد عن مصدر العدوى لايوجد هناك الكثير لفعله |
Peki, gelecek haftaki partiden önce hâlâ yapılacak çok iş var ve... | Open Subtitles | نعم,ما زال هناك الكثير لفعله قبل بدء الحفلة الأسبوع القادم, و |
Yapacak çok iş var ve yeterince zaman yok. | Open Subtitles | الكثير لفعله والقليل من الوقت |
Yapacak çok iş var ve yeterince zaman yok. | Open Subtitles | الكثير لفعله والقليل من الوقت |
Siz oğlanlar amma can sıkıcısınız. Yapacak çok iş var. | Open Subtitles | أنتما مملان هناك الكثير لفعله |
Siz oğlanlar amma can sıkıcısınız. Yapacak çok iş var. | Open Subtitles | أنتما مملان هناك الكثير لفعله |
yapacak çok işimiz ve çok az vaktimiz var! | Open Subtitles | لدينا الكثير لفعله و الوقت ضيق لإتمامه |
Bunları geride bırakıyorum. yapacak çok işimiz var. | Open Subtitles | ،أجل، أنا أمضي قدماً ...صحيح، هناك الكثير لفعله لذا |
İşe koyulalım. yapacak çok işimiz var | Open Subtitles | دَعونا نبدأ بالعمل ، لدينا الكثير لفعله |
Burayı terk etmemizi isteyecektir yine de Yapacak çok şey olur. | Open Subtitles | سيريد منّا أن نغادر هنا وما زال هناك الكثير لفعله |
Süvarileri görmekten oldukça mutlu olsam da burada size Yapacak çok şey kalmadı. | Open Subtitles | بقدر ما أنا سعيدة لرؤية الفرسان، لكن في الحقيقة لم يبقَ لديكِ الكثير لفعله هنا. |
Nezaharette Yapacak çok şey yok. | Open Subtitles | حسناً , لا يوجد الكثير لفعله بالمعتقل |
Onun aksine benim Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لأنّي على عكسه، فلديّ الكثير لفعله |
Özür dilerim. Yapacak çok işim vardı. | Open Subtitles | أعتذر،كان هناك الكثير لفعله |
Dokuz bin metre yükseklikte teneke bir kutuda otururken yapacak fazla bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هنالك الكثير لفعله الجلوس بمقصورة بإرتفاع 30 ألف قدم |
Kalmak zorundayım, yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | سأكون مضطرة لذلك. هناك الكثير لفعله. |