Tüm bunları gördükten sonra daha yapılması gereken çok şey olduğunu anladım. | Open Subtitles | ورؤيتي لكل هذا برهن لي أن هنالك الكثير ما زال علي إنجازه. |
İyi haber: orada yapılabilecek pek çok şey var. | TED | الأخبار السارة : هناك الكثير ما يمكن القيام به. |
Gün sona erdiğinde, ölüm ve yaşamı ayıran çok şey kalmaz... | Open Subtitles | , في نهاية اليوم ليس الكثير ما يفصل الحياة والموت |
Hâlâ değişim sürecindesin, bilmediğimiz çok şey var. | Open Subtitles | وانت لا زلت تمر بتغيرات وهناك الكثير ما لا نعلمه |
Seninle aramızda hâlâ ne kadar çok şey olduğunu fark etmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنّه لم يدرك أنّه ثمّة الكثير ما زال بيني وبينكَ |
çok şey atlattı, Fernando ve benim ayrılığımız evinden ayrılması, okulunun değişmesi. | Open Subtitles | لقد عانت الكثير ما بين إنقطاع علاقتي بفرناندو و بي وترك منزلها وتغيير مدرستها |
Giyebileceğin bir çok şey var aslında. | Open Subtitles | هناك الكثير ما بامكانك ارتدائة. |
Sanırım babam hakkında bilmediğim çok şey varmış. | Open Subtitles | أظن أن هناك الكثير ما لا أعرفه عن والدي |
Ama denecek çok şey var. | Open Subtitles | و مع ذلك, فهناك الكثير ما يجب أن يقال, |
- Bu kadar yormamalısın. - Öğrenmem gereken hâlâ çok şey var. | Open Subtitles | لايجب عليك ان ترهقها كثيرا - هناك الكثير ما زلت بحاجة الى معرفته - |
- Öğrenmen gereken çok şey var. - Evet babacığım. | Open Subtitles | (هناك الكثير ما يتوجب عليك تعلمه (بوكا - نعم ، أبي - |
Evet, olup biten çok şey var. | Open Subtitles | نعم ، هناك الكثير ما تفكري به |
Söylenecek çok şey var. | Open Subtitles | لدي الكثير ما أقوله |
Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير ما اريد قوله لك |
Söylemek istediğim çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير ما أريد أن أقوله |
Dostum Honduras'tan buraya çok şey gördüm ben. | Open Subtitles | يا صاح، لقد رأيت الكثير ما بين (هوندوريس) وهُنا |