Memeliler ağaçlara tırmandı, uçtu ve günümüzdeki davranışlarına benzer birçok başka şey yaptılar. | TED | تسلقت الثدييات الأشجار وطارت وفعلت الكثير من الأشياء الأخرى التي تبدو حديثة نوعاً ما. |
Buna birçok başka şey de katkıda bulundu, yeni gelen başbakan, ilk önceliği olarak Avustralya'nın Kyoto tavrını değiştireceğini açıkladı ve değiştirdi de. Akabinde, yaşadıkları felaket kuraklıktan dolayı bunu kısmen idrak etmeye başladılar. | TED | وقد شاركت الكثير من الأشياء الأخرى في ذلك لكن رئيس الوزراء الجديد أعلن أن أولى أولوياته ستكون تغيير موقف أستراليا بشأن كيوتو، وقد فعل. والآن، أصبح لديهم وعي جزئي بسبب الجفاف الشديد الذي تعرضوا له |
Beraber yapabileceğiniz birçok başka şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء الأخرى.. |
ölüm,hastalık ve diğer bir çok şey başından geçmiş bir kişi olarak | TED | كان لها علاقة بالموت و الأمراض و الكثير من الأشياء الأخرى |
Algoritmalar, ki bunlar muazzam bir verinin sıkıştırılmasına dayanmakta, doktorların bize daha iyi tedavi vermesine imkan sağlıyabilir, ve bir çok şey. | TED | الخوارزميات المبنية على تحليل كم هائل من البيانات ستمكن أطبائنا من تقديم رعاية أفضل لنا و الكثير من الأشياء الأخرى |
Carol, burada düşünülmesi gereken başka şeyler de var. | Open Subtitles | كارول ، هناك الكثير من الأشياء الأخرى للأخذ بها |
Carol, burada düşünülmesi gereken başka şeyler de var. | Open Subtitles | كارول ، هناك الكثير من الأشياء الأخرى للأخذ بها |
Ve işte bu yüzden daha bir çok erkek, daha başka bir çok şey yaptı. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في الكثير من اللاعبين الآخرين فعل الكثير من الأشياء الأخرى. |
Ama bir sürü başka şeyler oluyor, Nereden başlasam bilemiyorum. | Open Subtitles | لكن الكثير من الأشياء الأخرى تحدث، لا أكاد أعرف من أين أبدأ. |
- Onun vinç kanı yok. - Onda başka şeyler var. | Open Subtitles | . ليس لديها دماء الرافعة . لديها الكثير من الأشياء الأخرى - |