"bir sürü altın ve diğer değerli şeyleri evlerine götürüyorlardı" | Open Subtitles | كانوا يحصلون على الكثير من الذهب وأشياء أخرى ثمينة |
Burada bir sürü altın var. | Open Subtitles | ثمّـة الكثير من الذهب |
Orda bir sürü altın var, bilemiyorum. | Open Subtitles | هناك الكثير من الذهب . |
Rakiplerimden sıyrılmama yardım etti ben de karşılığında ona savaş ganimeti olarak dalıp içinde yüzebileceğiniz kadar Çok altın getirdim. | Open Subtitles | ساعدني بالقضاء على منافسيني ومقابل ذلك, شكرتهُ بأن قدمتُ له الكثير من الذهب لدرجة أنه يستطيع الغوص به والسباحة داخله |
Çok altınım var. | Open Subtitles | أرتدي الكثير من الذهب |
Dağda artık çok fazla altın yok. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير من الذهب بالجبل |
Dünya kadar altın ve mücevherimiz var. Tılsımı bu kadar özel yapan nedir? | Open Subtitles | , لدينا الكثير من الذهب و المجوهرات ما هو المميز في هذه التعويذة ؟ |
Sana bir sürü altın verebilirim... | Open Subtitles | أنا مستعد لمنحك الكثير من الذهب... |
- bir sürü altın var Nick. | Open Subtitles | (هناك الكثير من الذهب يا (نيك |
Yaşlı Pierce Çok altın buldu. | Open Subtitles | لقد وجد العجوز بيريس الكثير من الذهب في ارضك |
Ama fazlası da var, kadınım. Bu güne dek ne bizim ne de Kattegat'takilerin göremediği kadar Çok altın ve gümüş var. | Open Subtitles | لكن هناك المزيد، يا إمرأة، الكثير من الذهب والفضّة لم نرى مثلهم من قبل، |
Çok altınım var. | Open Subtitles | لديّ الكثير من الذهب |
çok fazla altın var burada. | Open Subtitles | هناك الكثير من الذهب هنا. |
- Evet, çok fazla altın var. | Open Subtitles | -أجل, إنّه الكثير من الذهب . |
Dünya kadar altın. | Open Subtitles | رأيت الكثير من الذهب |