Nadia için çalışmak üzere birçok fırsat. | Open Subtitles | الكثير من الفرص للتدرب قبل أن تأتى نادية |
Büyük yazılım şirketlerine göre hala köylü olduğumuzdan şimdilik önümüzde birçok fırsat var. | Open Subtitles | الان هنالك الكثير من الفرص لاجلنا بسبب من اجل شركات انظمة الحاسوب الكبيرة,نحن لانزال في مناطق نائية |
Erkeklerle çok fazla fırsat yakalayamayan yaşlı bir kadınım ben hele hele ilişkiye bu denli hevesli olanlarla. | Open Subtitles | انا امرأة عجوز لا تحصل على الكثير من الفرص مع الرجل خصوصاً رجل مستعدّ لعلاقه |
Geçenlerde birisi bana hayatın bize çok fazla fırsat sunmadığını, ...onları kaçırdığımız takdirdeyse bunların tekrarlamayabileceğini hatırlattı. | Open Subtitles | لأنه تم تذكيري مؤخراً أن المرء لا يحصل على الكثير من الفرص في الحياة وإذا فوتت هذه الفرص فربما لا تُمنحين هذه الفرص مرة أخرى |
Canım, hayat hak etsen bile... sana yükselmek için... çok fazla şans tanımaz. | Open Subtitles | عزيزي، الحياة لاتعطيك الكثير من الفرص لترتقي للأعلـى حتـى لو تستحقها |
Günah çıkartmak için çok şansı vardı. | Open Subtitles | صدقني، كان عنده الكثير من الفرص للإعتراف. |
Bunu tekrar, tekrar ve tekrar güçlendirmek için bir çok fırsat var. | TED | هناك الكثير من الفرص لجعلها قوية مرارا وتكرارا. |
Şimdi git ve ateş et. Bu ilk olarak çok fırsatı küçümsemeniz demektir | Open Subtitles | لذا تفضل وابهرنا ستكون الألى من الكثير من الفرص لتذل نفسك |
Bunu bırakman için eline birçok fırsat geçti ama yapabilirsin. | Open Subtitles | لقد حصلتَ على الكثير من الفرص لتغيير هذا الوضع من قبل... ولكن يُمكنك فعل هذا. |
Daha birçok fırsat geçecek eline. | Open Subtitles | ولديك الكثير من الفرص الاخرى. |
Evet, burada çok fazla fırsat var. | Open Subtitles | نعم ، توجد الكثير من الفرص هنا |
Yeşil çözümler konusunda da çok fazla fırsat yoktu. | Open Subtitles | ولا تُوجد هناك الكثير من الفرص في "الحلول الخضراء"، لذا... |
Sana çok fazla şans vermiştim yoldaş. Şef yoldaş... | Open Subtitles | أعطيتك الكثير من الفرص أيها الرفيق - ...يا رئيس الرفيق - |
Pope'a zaten çok fazla şans verdik. | Open Subtitles | . (لقد أعطينا بالفعل الكثير من الفرص لل (بوب |
Günah çıkartmak için çok şansı vardı. | Open Subtitles | صدقني، كان عنده الكثير من الفرص للإعتراف. |
Şayet çözemezsek... çok fazla duygu ve çok fırsat kaçıracağız. | TED | وإذا لم نفعل ذلك، فهناك الكثير من الفرص والمشاعر التي لن نحصل عليها. |
Bir garsonun ihanet için çok fırsatı olur. | Open Subtitles | .النادل لديه الكثير من الفرص للخيانة |