İşte kitap... Büyük telefon rehberi, bir sürü kelime. | Open Subtitles | ها هو كتاب دليل هاتف كبير، الكثير من الكلمات |
İngilizce çok geniş bir dil. Bir sürü kelime var. | Open Subtitles | الإنجليزية لغة كبيرة تملك الكثير من الكلمات |
Sizden bahsederken birçok kelime kullanabilirim fakat "aptal" bunların arasında değil. | Open Subtitles | هُناك الكثير من الكلمات التى يمككنى أن أستخدمها تجاه وصفك. الأغبياء لا يعيشون بيننا. |
Hikâye yazdığın için birçok kelime biliyorsundur. | Open Subtitles | أنت تعرف الكثير من الكلمات الجيدة لأنك تكتب قصص |
- Söylediklerine inanıyorum. - Hayır, hayır. Bir sürü boş laf. | Open Subtitles | أصدق ما قاله كلا , كلا مجرد الكثير من الكلمات |
Cümlede o kadar kötü seçilmiş kelimeler var ki. | Open Subtitles | هناك الكثير من الكلمات الغير مختارة بعناية في تلك الجملة |
Bir sürü sözcük var ama yeterince resim yok. | Open Subtitles | تحتوي على الكثير من الكلمات و لا وجودّ كافي من الصور |
Anlaşılan İngilizcede bir sürü kelime varmış ve Bonnie hepsini biliyormuş. | Open Subtitles | ويبدو أن هناك الكثير من الكلمات في اللغة الإنجليزية، وبوني يعرف فقط عن كل منهم. |
Bilmediğim daha bir sürü kelime var ve birçok şeyi hâlâ anlamıyorum. | Open Subtitles | هناك الكثير من الكلمات التي لم أتعلمها بعد... وهناك الكثير من الأشياء التي لا أستطيع فهمها حتى الآن |
Seninle konuşurken mavi ile kafiyeli bir sürü kelime söyledim. | Open Subtitles | عندما كنا نتحدث سوياً "استخدمت الكثير من الكلمات التي تنسجم مع "ازرق |
Bir sürü kelime biliyor. Şu an orada cin toniğine bakıp ümitle kapıya bakıyordur. McGinty, istasyona gittiğim yol üzerinde. | Open Subtitles | و يعرف الكثير الكثير من الكلمات . |
birçok kelime "yoga"ya benzer. | Open Subtitles | الكثير من الكلمات وقعها "يشابه كلمة "يوغا |
Sadece birçok kelime ezberledim. | Open Subtitles | لقد حفظت الكثير من الكلمات |
Sadece birçok kelime ezberledim. | Open Subtitles | لقد حفظت الكثير من الكلمات |
"Beden Bedene" - "Aşka Engel" - "Baştan Çıkarış" Hey bu kitapta Bir sürü büyük kelime var. | Open Subtitles | تحتوي هذه الكتب على الكثير من الكلمات البذيئة |
İş bulmana gerçekten çok sevindim ve yeni kelimeler öğrenmiş olmana ama ben kararımdan eminim. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً لحصولك على وظيفة ولأنك تعلمت الكثير من الكلمات الجديدة ولكني متأكدة من قراري |
Kusura bakma, aklımdaki kelimeler birbiriyle çarpıştı... güzel, bereketli, bunların dışa vurumu kutsal krep. | Open Subtitles | نعم ، آسف توجد الكثير من الكلمات في رأسي مثل ، مذهلة ، جميلة ، مثمرة ، لكن كل الذي خرج مني |
-Hiçbir anlamı olmayan Bir sürü sözcük. | Open Subtitles | وهناك الكثير من الكلمات وأن أقول شيئا. |