Ancak ufak yalanlar, büyük yalanlara döner ve aradaki güven zedelenir. | Open Subtitles | لكن بعض الكذبات تكبر لتصبح اكبر يصنع نمط من عدم المصداقيه |
Sana söylediğim yalanlar ruhumu zehirleyen şeylerdi. | Open Subtitles | الكذبات التي اخبرتك إياها كانت هلاكًا وسُمَّا لروحي |
Biliyor musun, bu yalanlar Gerçekten birlikte çalışmanın bir yolu varsa anlarım. | Open Subtitles | تعرف, هذه الكذبات التي ورطتكم فيها قد نجحت |
Battıkça yalanları olduğu yerde bırakıp, kaybolmak daha kolay oluyor. | Open Subtitles | أعمق ما تذهب, تسهل عليك ترك الكذبات مكانها وتختفي فقط. |
Gerçeğin,yalanlardan birinin içinde gizli olduğunu bilmeni istiyor. | Open Subtitles | يريدك أن تعرف بأن الحقيقة موجودة في إحدى هذه الكذبات |
Son beş senede söylediğin yalanların bazıları. | Open Subtitles | هذه بعض الكذبات التي أخبرتنا إياها على مر السنوات الخمس الماضية |
Will'e bunca yalanla yaşadığı için üzgün olduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبري ويل بأنني آسف لأنه تعامل مع كل هذه الكذبات |
İnsanlar hayatları için yalvardıkları zaman yalanlar söylerler. | Open Subtitles | الكذبات التى يقولها الناس عندما يتوسلون للحفاظ على حياتهم |
Uzayla alakalı yalanlar bu kadardı. | Open Subtitles | و بهذا نختتم جميع الكذبات المتعلقة بالفضاء |
Bak işte, eğer benim kadar cici olmayan insanlara bu tür yalanlar söylersen üzülebilirsin. | Open Subtitles | الي الكذبات من النوع إنها أترين، تجرحك أن الممكن من آخرين لأناس قلتيهم إذا مثلي لطفاء ليسوا الناس |
İkiniz,sen ve Susan, birbiri ardına sakladığınız ve hiç sorgulamadan izin verdiğim o yalanlar. | Open Subtitles | كلاكما.انت و سوزان الكذبات التي تختبآن خلفها الكذبات التي سمحت أن تمر بدون إختبار |
İnsanlar hayatları için yalvardıkları zaman yalanlar söylerler. | Open Subtitles | الكذبات التى يقولها الناس عندما يتوسلون للحفاظ على حياتهم |
Delice yalanlar yerine, delice hatalarla dolu bir özgeçmiş istiyorum. | Open Subtitles | و أن أملك سيرة ذاتيه مليئة بالأخطاء المجنونة بدلاً من الكذبات المجنونة |
Ama sonra televizyona çıkıp benimle ilgili yalanlar söyledin. | Open Subtitles | لكن عندها ظهرت على التلفاز وقلت تلك الكذبات عني |
Anlamıyor musun, hepimizin küçük yalanları ve söylenmeyen gerçekleri vardır. | Open Subtitles | ألا تفهمين, كلنها عندنا بعض تلك الكذبات الصغيرة و حديثنا الغير صادق |
Burada oturup bana söylenen yalanları düşünüyorum. | Open Subtitles | انا جالسة هنا أفكر في جميع الكذبات التي قلتها لأختي |
Senin yerinde olsam, bütün bu yalanları söylerken, dikkat edip yardımcı olması için, yanımda birisini götürürdüm. | Open Subtitles | حسناً, لو كنتُ مكانك لأخذتُ أحد معي لمساعدتك بالسيطرة على هذه الكذبات |
Hayatta büyük yalanlardan daha çok iğrendiğim şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أبغضه أكثر من الكذبات الكبيرة،حسنا |
Kim yalanlardan ve riyakârlıktan kurtulup bugün burada yeniden doğmak istiyor? | Open Subtitles | من يريد التحرر من الكذبات والنفاق وليُعاد ولادته ويبدأ مرة أخرى اليوم ؟ من يريد الإعادة ؟ |
Tembel olduğunu hep bilirdim, ama bu kadar zavallı yalanlara sığınacağını tahmin etmemiştim! | Open Subtitles | لطالما علمت بأنك كسول و لكن لم أدرك أنك ستنحدر لمثل هذه الكذبات المثيره للشفقه |
Sana bu yalanların ailemizi güvende tutmak için olduğunu, bizi beraber tutması için olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكما بتلك الكذبات لإبقاء أسرتنا آمنة. |
Hayır, ben ondan birkaç yalanla kurtulurum. | Open Subtitles | لا، سأتخلص منه بقليل من الكذبات |
Bir kadını yatağa atmak için söylediğim her yalanı söylememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين مني أن اخبرك بجميع الكذبات التي أخبرت بها النساء ذات يوم لأقوم بمضاجعتهن ؟ |