Sen de eline Kristal bir şişe alıp üstüne oturursun. | Open Subtitles | نعم . مع زجاجه من الكرستال تجلس في الاعلى |
Bununla birlikte, sırt çantasından iki Kristal bardak çıkardı fularına sürttü bardakları ve ikimize birden içecek doldurdu. | Open Subtitles | وبقوله هذا، التقط كأسين مصنوعين من الكرستال من حقيبة ظهره |
Bence Kristal küreye yaklaşsanız daha iyi olacak. | Open Subtitles | -اعتقد ان ذلك يعمل افضل اذا اقتربتي من البلوره الكرستال |
Bunları bilseydim, kristali gözümün önünden ayırmazdım. | Open Subtitles | حسناً ,لو كنت اعرف ذالك ماكنت لأجعل الكرستال بعيد عن ناظري |
Kantaşı, avusturyan kristali ve akik taşı dolgusu. | Open Subtitles | مرصعة بالهيماتيت و الكرستال النمساوي و الأونيكس |
Lavanta çiçekli kristalli olan. | Open Subtitles | الذي مع الكرستال الخزامي. |
Lavanta çiçekli kristalli olan. | Open Subtitles | الذي مع الكرستال الخزامي. |
Hadi ya. Kristal Gemi bizi iyi götürmüştü. | Open Subtitles | -لا أعلم، "سفينة الكرستال" كانت جيدة معنا |
Kristal met nasıl pişirilir, katran karası eroin... | Open Subtitles | هذا ما قالوه طبخ الكرستال ميث "اخطر انواع المخدرات" |
Kristal şamdan. | Open Subtitles | نجفة من الكرستال |
Kristal Gemi mi? | Open Subtitles | -سفينة الكرستال"؟" |