| Bu kristalleri tekrar doğru bir şekilde yerlerine koymak yıllar alabilir. | Open Subtitles | احتاج لسنوات لأعرف كيف أرتب هذه الكريستالات بطريقة صحيحة |
| L şey geçmiş kristalleri alabilirsiniz sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أي شيء يمكنه أن يتجاوز الكريستالات |
| Bir şekilde, iyonize metalin içinden kristaller insanın beyin kimyasını etkiliyor. | Open Subtitles | ولسبب ما فان الكريستالات الموجودة في المشط تؤثر علي كيمياء المخ |
| Öyle. Yeni bir yere taşındığımızda, belli kristaller döşeriz ve onlar da bu gördüğünüz şekillerde büyürler. | Open Subtitles | بالفعل هى كذلك ، عندما نذهب لمكان جديد نقوم بزراعة بعض الكريستالات الخاصة |
| - kristallerin sonuçları tamam. | Open Subtitles | بخصوص الكريستالات لقد عرفنا هويتها ولكن لم نعرف بعد هوية الوسخ |
| Deodorant yerine bir tür kristal kullanıyor. | Open Subtitles | نعم هذا لأنه يستخدم نوعاً من الكريستالات بدلاً من مزيل العرق |
| Biliyorum. Al, kristali al, evi çevreleyeceğiz. | Open Subtitles | أنا أعلم،من هنا سنأخذ الكريستالات وسنغطي بها المنزل |
| Lütfen yalnızca kristalleri nereye götürdüğünü bana söyle. | Open Subtitles | أرجوك، أخبرني فقط إلى أين أخذت الكريستالات |
| Şu gözsüz adam kristalleri almak için buraya gelip duruyor. | Open Subtitles | فاقد العينين ذاك لا يكف عن القدوم يحاول الوصول إلى هذه الكريستالات |
| Bana erimiş tereyağını ve serpilmiş küçük beyaz kristalleri göstermiştin. | Open Subtitles | وأريتني الزبدة وهي تذوب وهي تطقطق الكريستالات البيضاء |
| Bu saçma kristalleri de satmak zorunda kalmam. | Open Subtitles | لن اضطر لبيع هذه الكريستالات السخيفة بعد الآن. |
| - kristalleri bulmalıyız. | Open Subtitles | -لازال ينبغي علينا أن نحصل على الكريستالات |
| Bu, kristaller ve onların götürdüğü anahtarlar için de geçerli. | Open Subtitles | هذه هي حقيقة الكريستالات والمفاتيح تقود إليه |
| Değneklerindeki kristaller birbiriyle bağlantılı. | Open Subtitles | الكريستالات خاصتهم و المُتصلة بعضها مع بعض |
| Bana erimiş yağı gösterip etrafa küçük beyaz kristaller yaymıştın... | Open Subtitles | وأريتني الزبدة وهي تذوب وهي تطقطق الكريستالات البيضاء |
| kristaller güç kalkanı ile korunuyor. | Open Subtitles | الكريستالات محمية بحقل من الطاقة |
| kristallerin bir harita olduğunu biliyoruz ama neresi olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف أن الكريستالات هي خريطة ولكن لا نعرف إلى أين تؤدي |
| ! O kristallerin, dönmemize yardım edeceğini zannediyordum. | Open Subtitles | اعتقدتُ أن هذه الكريستالات يفترض بها أن تساعدنا.. |
| kristallerin geri kalanını da alabilir miyim? | Open Subtitles | لكن اسمع, وبما أننا نتحدث عن هذه الكريستالات, هل يمكنني الحصول على المتبقّي منها؟ |
| Evet, bana da hep daha fazla kristal getirmemi söylüyordu zaten. | Open Subtitles | حسناً, كان دوماً يسألني أن أحـُـضر له المزيد من الكريستالات |
| kristal tablasını çıkarıyorsunuz, Çoğalıcı silahından kristali alıyorsunuz, sağdan üçüncüye yerleştiriyorsunuz. | Open Subtitles | إستمعوا إلى بدقة عليكم فتح وحدة الكريستالات و أن تأخذوا الكريستالة الخاصة بالأسلحة المضادة للريبليكيتورز و تضعها في الفتحة الثالثة من اليمين |