Yan etkileri; bulantı, baş ağrısı, ağız kuruluğu, bulanık görme, baş dönmesi, anal sızıntı, böbrek yetmezliği ve inme olabilir. | Open Subtitles | الآثار الجانبية يمكن أن تشمل الغثيان ، الصداع ، جفاف الفم وضوح الرؤية ، الدوار ،تسرب الشرج الفشل الكلوي والمخ |
Niye? Çünkü kızınız böbrek hastasıydı ve ona böbrek arıyordunuz. | Open Subtitles | لأن ابنتك لديها الفشل الكلوي وكنت تبحث عن الكلى لها. |
16 ameliyat geçirdim ve bu imkansız görünüyordu. böbrek yetmezliğine girdiğimde 10 yaşındaydım. | TED | ولقد مررت بحوالي 16 جراحة، وكان الأمر يبدو مستحيلاً بعدما أصابني الفشل الكلوي وأنا في العاشرة من عمري. |
Hatta renal tübüler asidozisin nasıl sınıflandırılacağını ve ayırıcı tanısını bile öğrendim. | TED | حتى انني عرفت التشخيص التفريقي في كيفية تصنيف الحماض الأنبوبي الكلوي. |
böbrek yetmezliği olan hastaların diyaliz yükü taşımadığı bir dünya hayal edin. | TED | وتخيلوا عالمًا حيث مرضى الفشل الكلوي لا يجب عليهم تحمل عبء غسيل الكلى. |
Üçüncü gün komaya girdi ve böbrek ve akciğer yetmezliği ve koma nedeniyle yaşam destek ünitesine bağlandı. | TED | بحلول اليوم الثالث، كانت في غيبوبة وعلى أجهزة الإنعاش بسبب الفشل الكلوي وفشل في الرئة وحالة الغيبوبة. |
Ama böbrek yetmezliğine de çok az kalmış. | Open Subtitles | ولكنها في حاله قريبه جدا من الفشل الكلوي |
Vücudunda aşırı miktarda eroin vardı, bu da katater takılırken soruna yol açtı, bu da böbrek yetmezliğine neden oldu. | Open Subtitles | كانَ لديكَ كمية كبيرة من الهروين في جسمك ما جعلكَ تتهاون في قسطرتك ما أدى إلى الفشل الكلوي |
Antikorlar böbrek yetmezliği ve kanamaya yol açar. | Open Subtitles | الأجسام المضادة الدائرة تسبب الفشل الكلوي و النزيف |
Bildiğim tek şey, binlerce çocukta ölümcül böbrek yetmezliğini önleyecek bir teknik keşfettiğimiz. | Open Subtitles | ما أعرفه أننا وجدنا تقنيات تمنع الفشل الكلوي المميت في مئات الآلاف من الأطفال الآخرين |
Her şeyi açıklar. Röntgendeki çoğalmaları, kemik iliğini ve böbrek yetmezliğini. | Open Subtitles | التشرح بالأشعة السينية نخاع العظم، الفشل الكلوي |
böbrek atardamarını kontrol altında tutmaya odaklanalım. | Open Subtitles | علينا أن نركز على التحكم بالشريان الكلوي |
böbrek yetmezliğine gram negatif bakteriler neden olmuş olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الفشل الكلوي نتيجة بكتيريا إيجابية الغرام |
Bulantı, kusma ve ayak bileğinde şişme gibi böbrek yetmezliği belirtilerini hamilelik belirtileriyle karıştırmış olabilir. | Open Subtitles | الأعراض المبكرة للفشل الكلوي هي الغثيان و القئ و تورم الكاحل ربما لم تفرقها عن غثيان الصباح |
Bıçak böbrek atardamarına gelmiş olabilir. | Open Subtitles | النصل ربما اصطدم في فرع من الشريان الكلوي |
Ayrıca kansere, böbrek yetmezliğine neden oldukları da kanıtlanamamıştır. | Open Subtitles | وأيضا لا يوجد إثبات أن السترويد ..يسبب السرطان والفشل الكلوي |
böbrek yetmezliği, diğer semptomlardan daha önemli olarak otoimmün bir durumu işaret ediyor ki bu da, başka bir organının sırada olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الفشل الكلوي على قمة الأعراض الأخرى يشير إلى حالة المناعة الذاتية وهذا يعني بأن أياً من أعضائه الأخرى قد يكون التالي |
renal artere de bulaşmış. Neden böbreği de çıkarmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نستأصل الكلى ما دام الشريان الكلوي الأيسر مصاباً؟ |
Bu da renal tübüler asidozun semptomların sebebi olmadığı anlamına gelir. | Open Subtitles | مما يعني أن الاحمضاض الأنبوبي الكلوي ليس سبب المشكلة |
Hasta renal tübüler asidoz için rutin bir ameliyat geçirdi. | Open Subtitles | لقد كانت المريضة تخضع لجراحةٍ روتينيّةٍ تالية للاحمضاض الكلوي |
Akciğer iltihabına, boğazdaki şişmeye ve böbrekteki hasara da bu yol açmış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون ما يسبب التهاب الرئة و أيضاً التورم بالحلق و الآن الفشل الكلوي |