Oh, baya zor bir yıl geçirdiler. Ağrılı romatizması ve böbrek yetmezliği var. | Open Subtitles | لقد مضت سنة كاملة أصيبت فيها ببعض من الأمراض مثل إلتهاب المفاصل الروماتزمي وفشل الكليةِ. |
50 yıl önce, insanlar böbrek nakli ameliyatlarının ahlaka aykırı olduğunu düşünmüşlerdi. | Open Subtitles | قبل 50 سنةً، إعتقدَ ناسَ بأنّ الكليةِ تَزْرعُ كَانتْ عديمة الأخلاق. |
Milyarder Lambert Lawson bugün böbrek yetmezliğinden öldü. | Open Subtitles | البليونير المنعزل لامبيرت Lawson ماتَ اليوم مِنْ فشلِ الكليةِ. |
Etilenle ölüm sıradan bir ölüm değildir kalsiyum oksalat, böbrek tüplerinde belirgin kristal şekiller oluşturur. | Open Subtitles | موتبالإثيلينِglycolيَعمَلُ لا يَصلَ غير معروف. بلوراتمُتميّزةمِنْالكالسيومِ oxalate يُجمّعُفيtubules الكليةِ. |
- Lambert Lawson, böbrek yetmezliğinden. | Open Subtitles | - لامبيرت Lawson، مِنْ فشلِ الكليةِ. |
Julie Pierce böbrek kanseri olan kocası Tracy'nin tedavisini sağlamak için uğraşıyor. | Open Subtitles | (مور)يَثْقبُجوليكَانتْتُكافحُ للحُصُول على العنايةِ لزوجِها تريسي. الذيكَانَيَعاني مِنْ سرطانِ الكليةِ. |