Sahip olmak için Kilise'nin cinayet işleyebileceği söylenen kutsal bir emanet. | Open Subtitles | وذلك الشيىء ، كما قيل ، ستقوم الكنيسه بقتل من يقتنيه |
Milattan sonra 591 yılında Kilise tarafından iftira atıldı, zavallı mâsum. | Open Subtitles | قامت الكنيسه بتشويه سمعة تلك المسكينه فى عام 591 بعد الميلاد |
Elimizden geldiğince dayanacağız. Sonra yavaş yavaş kiliseye ve belediye binasına çekileceğiz. - Sonra ne olacak? | Open Subtitles | سنصمد قدر استطاعتنا , بعدها نتراجع ببطئ الى الكنيسه ثم الى مبنى المحكمه |
Kimse kilisede maske takmamalı ... en fazla şapka takarlar. | Open Subtitles | لا يجب ان ترتدى قناع فى الكنيسه مسموح بالقبعه فقط |
Ses, kilisenin caddeye doğru baktığını gösteriyor, bununla birlikte, muhtemelen bir şehir merkezinde. | Open Subtitles | حجم الصوت يدل على أن الكنيسه تقع عبر الطريق وربما تكون فى ميدان |
Papa, kiliseyi savunan bir kral olduğu için Tanrı'ya teşekkür ediyormuş. | Open Subtitles | نشكر قداسة الرب لأنه تولى تربيه هذا الامير ليصبح بطل الكنيسه |
kiliseden 15-20 metre uzaklaşıp Approach Road'a doğru yürüdüm. Orada bir karakol vardı. | Open Subtitles | ثـم خـرجـنـا مـشـيـاً عـلـى الأقـدام لـنـقـطـع العشرين متراً التى تفصل البيت عن الكنيسه |
Kilise şeyinden ayrılmak üzereyim ve Hanna'yla neden yalan söylediğinizi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا سأغادر هذه الكنيسه وأريد أن أعرف لماذا أنتي وهانا كذبتوا علي |
Zulu Yedi'den MP'ye. Araç batıdaki eski Kilise yoluna yöneldi. | Open Subtitles | زولو 7 الى البوليس الحربى نتجه غربا الى طريق الكنيسه القديمه |
Zulu 7'den Merkeze. Batıya doğru Eski Kilise yolundayız. | Open Subtitles | زولو 7 الى البوليس الحربى نتجه غربا الى طريق الكنيسه القديمه |
Apartman taşlarını süpüreceğime Kilise taşlarını öperim daha iyi. | Open Subtitles | أفضل تقبيل درجات الكنيسه ثم كنس العتبات. |
Barikatı yardılar. kiliseye çekiliyoruz. | Open Subtitles | هيا بنا , انهم يتوغلون , علينا ان نتقهقر الى الكنيسه |
Bu gece kiliseye gidebilir miyim? | Open Subtitles | هلا تسمح لى بوقتِ كافٍ للذهاب الى الكنيسه الليله؟ |
Kocam ve ben Damien'in bizimle beraber kiliseye gelmesini istiyoruz. | Open Subtitles | أنها رغبتى و رغبة زوجى أن نصطحب داميان معنا الى الكنيسه |
Torunuma Prenses Beyoncé gibi bir isimle kilisede tören yaptırmayacağım. | Open Subtitles | انا لن أكون فخورة قرب الكنيسه وحفيدتي أسمها الأميره بيونسي |
Peder ve Doyle'un kızı kilisede bir toplantı düzenliyorlar. | Open Subtitles | القس واخت المرحوم ينظمان اجتماع فى الكنيسه |
kilisenin damındakiler tepeye ateş ederken size destek versin. | Open Subtitles | الرجال الذين على سقف الكنيسه إحضرهم ليدعموا نيرانك ضد العدو فى جانب التل |
" kilisenin yargısına boyun eğmeyeceğini sadece Tanrı hükmünü tanıdığını söyledin." | Open Subtitles | لقد قلتى انكى لن تمتثلى لحكم الكنيسه ولكن لله فقط |
- Ama Kilise orada. İngilizler, kiliseyi ortaya çıkarmak için bir kazı başlattılar. | Open Subtitles | البريطانيون يمولون عملية البحث عن تلك الكنيسه |
- Bu sözler yine tekrarlanacak bayanın kolundan tutup... ..onunla kiliseden ayrılacaksınız | Open Subtitles | الان, الاورج سيبدأ ثانيه وسوف تاخذ بذراعهاا وتتقدم بها عبر الممشى الى خارج الكنيسه |
kilisedeki kurtulanlar grubunun da. | Open Subtitles | مثل كل الناجيين في المجموعه التى في الكنيسه |
Geçen hafta Katolik Kilisesi... onun gerçek bir deli olduğunu onayladı. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي ,الكنيسه الكاثوليكيه اعتبرته ممسوسا |
Şapel küçücük, saklanacak yer yok. | Open Subtitles | لا و لكن الكنيسه صغيره لا مكان للإختباء |
Dün gece, papaz evinde bir toplantı yaptık. | Open Subtitles | لقد إجتمعنا في الليلة الماضية في الكنيسه. |
Hikayeni anlatmalısın, dürüstçe ve tamamını, tabi Ortodoks kilisesinden af bekliyorsan.. | Open Subtitles | يجب ان تخبرهم قصتك بكل صدق و امانه لو انك تريد البراءه من الكنيسه الأرثذوكسيه |
Bizi görürse İsa'nın... tapınaktaki alıcılara yaptığını yapar. | Open Subtitles | و عندما يرانا سيفعل بنا كما فعل المسيح بالتُّجار في الكنيسه |