| kabuslar, korkular, küçük düşmeler hakkında unutmak istediğim her şey hakkında. | Open Subtitles | عن الكوابيس و الرعب و الإذلال كل ما ارغب أن انساه |
| Evet, ama bu kadar geç saatte yiyemem, yoksa kabuslar görürüm. | Open Subtitles | صحيح. ولكن لا أستطيع الأكل في هذا الوقت وإلا راودتني الكوابيس. |
| Uyursam kabus görüyorum, o yüzden en iyisi meşgul olmak. | Open Subtitles | إذا نمت ستراودني الكوابيس لذا من الأفضل أن أشغل وقتي |
| Hayatın için 8 yaşındaki çocuğun bir daha kabus görmeyeceğine bahis mi oynuyorsun? | Open Subtitles | أتريدين حقاً لتراهني بحياتك لطفل في الثامنة لن تأتي له الكوابيس مرة أخرى؟ |
| Aşırı dozdan sonra iyi gibiydi, ama yine korkunç kâbuslar görmeye başladı. | Open Subtitles | يَبدو أنهُ بخير بعدَ الجُرعَة الزائِدَة لكنهُ يَرى تِلكَ الكوابيس المُريعَة مُجدداً |
| Burası kâbus gibi bir yer. Yahudileri çiziş şekillerine bir bak. | Open Subtitles | يا إلهي هذا المكان مثل الكوابيس , إنظروا كيف يرسمون اليهود |
| Oğlumun kabusları vardı Sevdiği bir erkeğin başının kesilmesini tanık olduğu için mi? | Open Subtitles | أم عن الكوابيس التي تراود ابني منذ أن شاهد اعدام الرجل الذي يحبه؟ |
| Gözleri açık halde Ron'un cesedini bulduktan sonra kabuslar göreceğini söyledi. | Open Subtitles | قال انه ستأتيه الكوابيس بعد عثوره على جثة رون وعيونه مفتوحة |
| Geçmişimle ilgili kabuslar görmeyi bırakmak için senelerce terapi gördüm. | Open Subtitles | قد اتخذت سنوات من العلاج لوقف الكوابيس عن حياتي الماضية |
| Daha sonra, dışarı çıktım, geçmişe dönüşler ve kabuslar bana zor zamanlar yaşatıyordu. Ona geri döndüm ve ona ne yapacağımı sorar gibiydim. | TED | و وفي وقت لاحق عندما خرجت وذكريات الماضي و الكوابيس أعطتني وقتاً عصيبا، عدت إليه وكنت نوعا ما أسأله، كما تعلمون، ماذا سأفعل؟ |
| Evet ama sorunlarımdan biri, seks içerikli kabuslar değil. | Open Subtitles | نعم، لكن الكوابيس الجنسية ليست من مشكلاتي |
| Wilbur, lütfen! Tüm gece kabus gördüm durdum! | Open Subtitles | ويلبور, من فضلك لقد عانيت من الكوابيس طول الليل |
| Her biri kabus gibi görünüyor, anlıyorum ama hepsi de açıklanabilir şeyler. | Open Subtitles | أستطيع أن أدرك كيف تسبب الكوابيس للإنسان . لكن كل واحدة منها يمكن تفسيرها على حده |
| Annemle babamın cenazesinden sonra haftalarca kabus gördü. | Open Subtitles | بعد جنازة أبي و أمي عانى من الكوابيس لأسابيع |
| Bunu karıma bile söylemedim ama her gece kâbuslar görüyorum. | Open Subtitles | .. لم أخبر زوجتي بهذا لكن كل ليلة تخالجني الكوابيس |
| Sizi öldürebilecek kâbuslar ve geriye dönüşler yaşamak istiyorsunuz. | TED | يمكن أن ترى الكوابيس والتخيلات للأشياء التي يمكن أن تقتلك. |
| Anlayamadığım şey, neden yağmur kâbus görmeye sebep oluyor. | Open Subtitles | إنّ الذي لم استطيع ان اكتشفه هو لماذا المطر يحدث الكوابيس. |
| kabusları yüzünden, bazı geceler gürültü çıkarır. | Open Subtitles | انه يكون أحيانا مزعجا في الليل بسبب الكوابيس |
| Ve gidersen, aynı kâbusları ve annenin görülerini görmeye devam edeceksin. | Open Subtitles | و إذا غادرت ستبقى طوال حياتك تراودك الكوابيس والرؤى عن والدتك |
| Çünkü babası hakkında çok korkunç rüyalar görüyor ancak bunlar hakkında seninle konuşamıyor. | Open Subtitles | لأنها ترى كل تلك الكوابيس عن أبيها لكنها لا تستطيع التحدث إليكِ بشأنها |
| Tüm bu dehşetin kabusların ardından yırtıcı, yiyip bitiren kuşlarla kararmamış gökyüzüne gözlerini yükseltebilmeleri. | Open Subtitles | بعد كل هذا الرعب بعد تلك الكوابيس أن يكونوا قادرين على رفع أعينهم لسماء |
| Mide bulantılarından bahsetmişti, ama kabuslardan hiç bahsetmemişti. | Open Subtitles | هي أخبرتني عن الغثيان، لكن ليس حول الكوابيس. الكوابيس؟ |
| Katny'yle aynı kabusu gördüyseniz ormanda iblisle karşılaştığınızda ikinize aynı şey olmış olmalı. | Open Subtitles | لو أنكما تريان نفس الكوابيس معنى هذا أنه قد حدث لكما شئ عندما قابلتما الشيطان |
| 8 bacağı, iki tekerleği var ve kâbusların çıkış noktası. | Open Subtitles | له ثمانية سيقان عجلتان، وهو المادة التي تصنع منها الكوابيس |
| Rüyalarla ilgili olmalılar, kabuslarla değil. | Open Subtitles | من المفترض ان يكون عن الاحلام وليس الكوابيس |
| Seni lime lime edene kadar bütün kabuslarını bir bir gerçekleştiririm ! | Open Subtitles | عندها سأحـرر الروح مع الكوابيس التي تـسبـبها حتى يتـعفن جلدكِ من دموعـكِ |
| Bir kâbusa tutsak olmuştum. | Open Subtitles | محصورة بين الكوابيس |
| Gördüğü kâbuslara dayanamadı. Öldürdüğü onca masum insanın çığlıklarına... | Open Subtitles | لم يسطع تحمل الكوابيس التي كانت تراوده صرخات كل الأبرياء الذي قتلهم |