Bulduğu iskeletteki kuvars doğru değil gibiydi, o yüzden inceledim. | Open Subtitles | وجود الكوارتز في الهيكل العظمي. لَمْ يَبْدُ صحيح، لذا قِستُه. |
Yani, kuvars kristalinin imza şekli sivri uçları olan altı yönlü bir sütundur. | TED | إذًا الشكل المميز لبلورة الكوارتز هو عمودٌ بستة جوانب مع نهاياتٍ مدبّبة. |
Cam, erimiş kuvars kumlarından oluşur ama kristalli değildir. | TED | يُصنع الزجاج من رمل الكوارتز المذاب، لكنه غير بلوري. |
- Kuartz kristalinin erimesi için çok yüksek ısı gerekir. | Open Subtitles | ذوبان بلورات الكوارتز يتطلب درجات حرارة عالية جدا |
Bu lazer bombardıman matkabı, kuvarsı tereyağı gibi kesiyor. | Open Subtitles | هذا الثاقب الإشعاعي ! يقطع الكوارتز كتقطيع الزبدة |
Bu organik bir mineral... muhtemelen kuvartz. | Open Subtitles | إنها مادة عضوية... في الغالب هي من الكوارتز |
Camdan veya kuvarstan hatta berilden bile yapılmış mercekler var. Değerli taşlardan mı? | Open Subtitles | تستطيعي صنعها من الزجاج,أو الكوارتز أو البريل أحجار كريمة؟ |
Çünkü cam nispeten daha hızlı soğur ve atomların kendilerini kuvars kristalinin sıralı yapısında düzenleyecek vakitleri yoktur. | TED | هذا لأن الزجاج يبرد بشكل سريع نسبيًا، فلا تجد الذرات الوقت لترتّب نفسها في شكل البنية المحددة لبلّورة الكوارتز. |
Hızlı bir inceleme yaptım ve karşıma kuvars, feldspat ve mika çıktı. | Open Subtitles | قمت بتحليل سريع لذلك وكانت النتيجة الكوارتز الفلسبار والميكا. |
Bir kuvars taneciği benzer üç atomun değişmeksizin defalarca tekrar eden kafesinden oluşur. | Open Subtitles | ولكن لديها مراجع محدودة حبة الكوارتز هي شبكة ثلاث ذرات فقط مكررة دون إختلاف, مراراً وتكراراً |
kuvars kaplıydı tezgah. | Open Subtitles | كانت بتركب ارضية المطبخ اللي من مادة الكوارتز |
Kemiğin içeriğinde kuvars ve feldispat var. | Open Subtitles | هذه العظمة تحتوي على جسيمات من الكوارتز و الفلسبار سليكات الألمونيوم |
300 dolarlık kuvars ile aptalları kandırmamın yollarından biri. | Open Subtitles | إنها واحدة من المواهب الكثيرة أستخدمها لخداع الحمقى لدفع 300 دولار مقابل حفنة من الكوارتز الرخيص |
Öldüğü kanıtlanması halinde 300 kuvars tacı. | Open Subtitles | ثلاثمائة من الكوارتز الملكي عند إثبات الموت |
Bunlar kuvars kristaller ve feldispatlar, dünyada anakara üzerindeki kumun çoğu kuvars kristali ve feldispatlardan meydana gelmektedir. | TED | هذه هي بلورات الكوارتز والفلسبار، لذا معظم الرمال في اليابسة في العالم مصنوع من كريستال الكوارتز والفلسبار. وهي تآكل لصخور الغرانيت. |
Bu kristallerin çoğunun belirli şekilleri vardır— mesela bu sivri kuvars şelalesi veya bu galenit küpü yığını. | TED | العديد من هذه البلورات لديها أشكال تميزها- كهذه السلسلة من الكوارتز المدبّب، أو هذه الكومة من مكعبات الجالينا. |
Gerçek Kuartz'tan yapılma bu kristal ruh hâli kolyeleri ruh hâlinize göre renk değiştiriyor. | Open Subtitles | هذه قلادات المزاج كريستال الكوارتز الأصلية تغير لونها مع مزاجك |
Gerçek Kuartz'tan yapılma bu kristal ruh hâli kolyeleri ruh hâlinize göre renk değiştiriyor. | Open Subtitles | هذه قلادات المزاج كريستال الكوارتز الأصلية تغير لونها مع مزاجك |
Şu anda kuvarsı tartışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نناقش الكوارتز الآن |
Senden sonra "kuvartz" yazıp, çarpı üçle 72 puan yaptım. | Open Subtitles | انا لعبت "الكوارتز" من "كيو" مع ثلاث كلمات وحققت 72 نقطة |
Ezilmiş kuvarstan imal edilmiş. Kum, kalsiyum karbonat, kireç, alkaliler. | Open Subtitles | ، تتكون من الكوارتز المطحون . ومن الرمل ، الكالسيت ، والجير ، والقلويات |
Ayrıca bu dağlar bilimsel bir paradoks barındırmakta; Dünya kabuğunda en sık rastlanan mineral olan kuvarstan meydana gelmekteler ve kuvarstan meydana gelen kuvarsit adlı bir taş ise dünyanın en sert ve en az çözünen minerallerinden biri. | TED | تحيط بهذه الجبال مفارقة علمية: فهي مصنوعة من الكوارتز، وهو معدن شائع جدًا على القشرة الأرضية، وتسمى الصخور المتكونة من الكوارتز بالكوارتزيت، ويعتبر الكوارتزيت من أصعب وأقل المعادن ذوبانًا على وجه الأرض. |