Baltimore'lu iki kişi bugün bir gizli polise 40 dolarlık kokain satmaya teşebbüsten 15 yıl hapse mahkûm edildiler. | Open Subtitles | اثنان من رجال بالتمور حكم عليهم بالسجن 15 عام في سجن فيدرالي اليوم . لحيازتهم مكاتب لبيع الكوكاين .. |
kokain de, yüksek yağ oranlı diyet de, duygusal stres de. | TED | أيضاً الكوكاين والغذاء عالي الدهون والضغط النفسي يسبب ذلك |
Birbirini vurarak, kokain satarak. | Open Subtitles | يقتل أحدهم الآخر ويبيعون الكوكاين ومخدرات آخرى. |
Yalnızca alkol ve kokaini aynı anda kullanırsanız vücudunuzun ürettiği bir madde. | TED | لا يتشكّل إلا في جسدك إذا كنت تشرب الكحول وتتعاطى الكوكاين في نفس الوقت. |
O gerillalar barış istemiyor. Tek istedikleri kokain satmak. | Open Subtitles | هؤلاء الفدائيين لا يريدون سلام كل ما يريدون هو بيع الكوكاين |
Demin benden 3 gram kokain satın almaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول أن يشترى منى 3 جرامات من الكوكاين. |
Ama onu kokain satın almaya çalışırken yakaladılar. | Open Subtitles | ولكنهم أمسكوا به وهو يحاول أن يشترى الكوكاين. |
O kadar kokain yoktu baban, başka suçlarla da yüzleşmek zorunda kalacak galiba. | Open Subtitles | لايوجد الكثير من الكوكاين معه ؟ يبدو ان والدك يواجه تهماً اخرى |
Gösteri midillini kokain için sattıysan binicilik yarışmasında nasıl yer alacaksın? | Open Subtitles | كيف أنه يجب ان تكوني في الفروسية لكنك قمتي ببيع المهرة لأجل الكوكاين |
Bu adam kokain çekiyor, dostum. İzlenmediğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | إنه يتعاطى الكوكاين يا رجل ألا تعتقد أنه مراقب؟ |
Evet, şimdi! Sen bir uyuşturucu müptelasısın. kokain ve içki içmek için her gece dışardasın. | Open Subtitles | نعم الآن، أنت مدمن مخدرات أنت تخرج كل يوم لتعاطي الكوكاين و الكحول |
Kokainin içindeki kokain olmayan şey de hafıza kaybını açıklıyor. | Open Subtitles | وما هو في الكوكاين عدا الكوكايين يفسّر فقدان الذاكرة |
Hap, ot, biraz kokain, meth. | Open Subtitles | القليل من الحشيشه , و الحبوب و الكوكاين و الميثادون |
Bu film için her sabah iki kaşık kokain aldığını söyleyenler bile oldu. | Open Subtitles | وهو يحاول ان ينهى ذلك الفيلم وأخرون يقولون , انه كان يتعاطى الكوكاين لكى يستطيع ان ينهيه |
kokain yapraklarıyla ilgili bir sorun olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أظل أخبرها بوجود هذه المشكلة التى تُدعى ورقة الكوكاين |
Yani küçük bir kokain bağımlılığım olabilir ama genel olarak gayet güzeldi. | Open Subtitles | بالتأكيد كانت لدي مشكلة بسيطة مع الكوكاين ولكن بشكل عام كانت الأمور جيدة |
Bay Söze sizden gemiye çıkıp oradaki kokaini yok etmenizi istiyor. | Open Subtitles | والسيد سوزي يرغب في ان تذهبوا الي القارب و تقضو على الكوكاين نهائيا |
Hakimin kokaini bırakması için yolladığı spa'yı mı diyorsun? | Open Subtitles | تعنين المنتجع الذى أمره القاضى بالذهاب إليه ليقلع عن الكوكاين ؟ |
Neden kokaini şehir merkezinde satıyordu? | Open Subtitles | إذا ، لِمَ بحق الجحيم يقوم ببيع الكوكاين في وسط المدينة؟ |
Neden şu sigara içmeye ve kokaine bir son vermiyorsun! | Open Subtitles | لماذا لا توقف تدخين كل هذه السجائر وتعمل ماتريد بهذا الكوكاين |
Kokainli küçük kardeş! | Open Subtitles | أخ طفل الكوكاين |
Kız kokain bağımlısı. Benim kokainim yok. İhtiyacın olmayacak. | Open Subtitles | ولكنها تدمن الكوكاين ليس لدي كوكاين |