Bu adam, kokaini sınırdan geçirmeme karşılık 5000 dolar verdi. | Open Subtitles | هذا الرجل, دفع لى 5000 دولار لأعبر الحدود ببعض الكوكايين. |
Asıl endişelenmen gereken bu bir kilo kokaini Pablo'ya nasıl teslim edeceğim." | Open Subtitles | ما يجب ان تقلقى منة هو كيف اوصل هذا الكوكايين الى بابلو |
Ulusal ürünümüz olan kokainin... en önde gelen alıcısı sizsiniz. | Open Subtitles | أنت المشترى الرئيسى للمنتج الأول فى بلدنا و هو بالطبع الكوكايين |
Kefil mi? Altı kilo kokaine de kefil olur musun? | Open Subtitles | تريد ان تضمنه ، فى 6 كيلو من الكوكايين ؟ |
Bordeaux, Fransa'da yaşayan Serge Ahmed fareler şeker için, kokainden daha fazla çalışacaklarını gösterdiği çok ilginç bir çalışma yayınladı. | Open Subtitles | الباحث سيرج احمد الذي يقطن بفرنسا نشر دراسة مثيرة تُظهر ببساطه أن الفئران سيعملون بجهد اكبر للسكر اكثر من الكوكايين |
Annem ve krek kokain bağımlısı akrabalarımla beraber Oakland, Kaliforniya'da büyüdüm. | TED | نشأت في أوكلاند، كاليفورنيا، مع أمي وأفراد أسرتي المدمنين على الكوكايين. |
Bir seferinde kırmızı ışıkta geçmiş, ...bir de, birkaç gram kokainle yakalanmış. | Open Subtitles | لقد قطع إشارة حمراء وقُبض عليه وفي حوزته بضعة غرامات من الكوكايين |
Başka bir deyişle iki kutu kokaini alıp buraya oturttum sizi. | Open Subtitles | وبعبارة أخرى، تصفية اثنين من الطوب من الكوكايين وبارك عليه هنا. |
Vay be Jake, kokaini bırakınca epey açık yürekli bir insan olmuşsun. | Open Subtitles | رائع يا جايك,لقد اصبحت صادق جداً منذ ان اقلعت عن تعاطي الكوكايين |
Meslektaşım Gal Yadid, hayvanları kokaine alışacak şekilde eğitiyor ve sonra bir ay boyunca kokaini kesiyor. | TED | زميلي جال ياديد يدرّب الحيوانات لتعتاد على الكوكايين، ثم يمنع الكوكايين لمدة شهر. |
Sonra kokaini ilk defa aldıkları zamanı bir ipucuyla hatırlatmak için kafesin renklerini o zamanki renklere çeviriyor. | TED | ثم يذكرها بالحفلة حين رأت الكوكايين لأول مرة بتذكيرها بألوان القفص حين رأت الكوكايين. |
kokaini almak için ölene kadar kaldıraca basıyorlar. | TED | ستضغط على المقبض لتحصل على الكوكايين إلى أن تموت. |
Ulusal ürünümüz olan kokainin... en önde gelen alıcısı sizsiniz. | Open Subtitles | أنت المشترى الرئيسى للمنتج الأول فى بلدنا و هو بالطبع الكوكايين |
Tıpkı kokainin de burada yavaş yavaş... yok olması gibi. | Open Subtitles | كأنه نوع من الكوكايين الذى يختفى هنا شيئا فشيئا |
Aylar geçer, bir şeyler size ilk denemenizde neler olduğunu hatırlatır, bir şey sizi kokaine iter ve bağımlı olursunuz, sonra hayatınız değişir. | TED | تمر الأشهر، ويذكرك شيء ما بما حدث في المرة الأولى، يدفع تاجر المخدرات الكوكايين نحوك، وتصبح مدمنًا، وقد تغيرت حياتك. |
espresso, Scotts, Turf Builder ve az, azıcık miktarda kokainden oluşuyor. | Open Subtitles | الإسبريسو .. الخمر باني العشب ومقدار ضئيل ضئيل جداً من الكوكايين |
Merak etme. kokain ve kahvemiz var, bir parti vereceğiz. | Open Subtitles | لا تقلقي علي ، وجدنا الكوكايين والقهوة ، وسنقيم حفلة |
Fare alıp onu kafese koyun ve ona iki şişe su verin: Biri sadece su ve diğeri eroin veya kokainle karıştırılmış su. | TED | الأولى ماء فقط والثانية ممزوجة بالهيروين أو الكوكايين. إذا فعلت هذا، سيُفضّل الفأر الماء الممزوج بالمخدرات، |
Amcam bana bir kutu kola verdi. Ona götürmemi söyledi. | Open Subtitles | أعطاني خالي 4 غرامات من الكوكايين وطلب منّي أن آخذه لها |
Birileri uyuşturucu sattıklarını düşünüyor alabilir ancak, aslında ellerindeki şey virüs. | Open Subtitles | شخصٌ ما يعتقد أنه يبيع الكوكايين ولكنه فى الحقيقة يسلّم الفيروس |
Kafanı bavulunda 15 kilo mal bulmaları halinde çok uzun süre hapis yatacağın gerçeğinden uzaklaştıracak herhangi bir şey. | Open Subtitles | حتى تنسى انك من الممكن ان تذهب الى السجن لفترة طويلة اذا وجدوا 15 كيلو من الكوكايين فى حقائبك |
Siz kulaklarını test edin. Ben kokainini test edeceğim. | Open Subtitles | افحصوا أنتم أذنه وسأذهب أنا لفحص الكوكايين لديه |
80'lerden kalma "koko"yu hatırlıyor musun? Sen bulmuştun, saklamıştık. | Open Subtitles | أتتذكر ذلك الكوكايين الذي خبأناه من الثمانينات ؟ |
500,000'lik malı, 200,000'den bırakacağım. | Open Subtitles | أنا أقدم ما يساوي نصف مليون من الكوكايين مقابل مائتي ألف دولار .. |
Ya uzun kış için koka depoluyorlar ya da ormanda ciddi bir patırtıya hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | إما أن هؤلاء الرجال يخزّنون الكوكايين للشتاء الطويل أو أنهم يعدّون لعملية خطيرة في الأدغال |
Geçen yaz Vietnamlı bir çete yakaladık deniz yoluyla eroin getiriyorlardı. | Open Subtitles | الصيف الماضي قضينا على عصابة فيتنامية تجلب الكوكايين بواسطة قارب شراعي |
Tepelerine çök şunların! Kahrolası kokainimi istiyorum! Kahrolası paramı istiyorum! | Open Subtitles | الحقهم اريد ان احصل على الكوكايين على اموالى |