Sabah karşı 3'e kadar buradaydım, sarhoş turistlere kokteyl servisi yapıyordum. | Open Subtitles | هنا حتى الساعة 3 فجرا اقدم الكوكتيلات لمجموعة من السياح السكارى |
kokteyl sallamaktan ve fıstık kaplarını doldurmaktan başka arzusu yok. | Open Subtitles | لا طموحات ابعد من تحضير الكوكتيلات وإعادة ملئ صحون الفول السوداني |
- Pekâlâ, bayanlar baylar böldüğüm için üzgünüm, ama kokteyl bu akşam gerçekleşecek. | Open Subtitles | حسنا , سيداتى سادتى أعتذر على المقاطعة لكن الكوكتيلات تنادينا الليلة. |
Tırnak cilası, parfüm bisiklet selesi kokusu, kokteyller... | Open Subtitles | صقل المسمار، العطر رائحة الدراجة الجلوس، الكوكتيلات |
Terasta kokteyllerimizi içerken ve | Open Subtitles | نحتسي الكوكتيلات على الشرفة |
Limuzin kiralayıp kokteyl içelim, tecavüz ayakkabılarımı giymeliyim. | Open Subtitles | استأجر ليموزين ، نأخذ بعض الكوكتيلات ، احضر حذاء الاغتصاب الذي املكة |
DJ düşünüyordum iki çesit kokteyl, ordövrler. | Open Subtitles | حسناً , كنت أفكر فى احضار موزع اقراص .وإثني من الكوكتيلات وبعض المقبلات |
Annemin yanına samimi şekilde oturuyor, babamın içki arabasında kokteyl yapıyor. | Open Subtitles | ويجلس بجوارها وهو مرتاح، ويمزج الكوكتيلات على عربة مشروبات أبي. |
- kokteyl menünüz var mı? | Open Subtitles | مرحبًا ، هل لديكم قائمة الكوكتيلات يا رفاق؟ |
Şarap veya kokteyl ister miydiniz? | Open Subtitles | هل تريدون بعض النبيذ أم الكوكتيلات لليلة؟ |
Uçakta kahve servisi yaparken kokteyl ya da... | Open Subtitles | وتكلّمت مع المضيفة، سيقدّمون القهوة أيضاً على متن الطائرة، بجانب تشكيلة من الكوكتيلات والمشاريب الخفيفة... |
kokteyl hazır mı Thomas? | Open Subtitles | ــ هل الكوكتيلات جاهزة يا توماس؟ |
"Sahil, Pearlmanns'larla kokteyl süslü küçük bluz, ve neşe." | Open Subtitles | .. "هذا " شاطئ الكوكتيلات مع "بيرلمانز " وبلوزة لامعة |
kokteyl olmadan resmi bir randevu olmaz. | Open Subtitles | وليس رسميا حتى الآن ل دون الكوكتيلات. |
Bir çift kokteyl ve şampanyadan sonra... | Open Subtitles | زوجان من الكوكتيلات وزجاجة من الشمبانيا في وقت لاحق... |
"Tiffany's'de kokteyl klasik bir cazibe gerektirir. | Open Subtitles | "الكوكتيلات في تيفاني وأبوس]؛ [س] دعوات لسحر الكلاسيكية |
Hepimize kokteyl alacağım. | Open Subtitles | أنا سوف تحصل لنا بعض الكوكتيلات. |
kokteyller saat altıda. Yemek Sekizde. | Open Subtitles | الكوكتيلات في السادسة والعشاء في الثامنة |
Offshore, evet güneş yanığı turistler için kokteyller hazırlamak zor olmalı , değil mi? | Open Subtitles | لابد أنه عمل شاق، صناعة الكوكتيلات للسياح. صحيح؟ |
Başta ketçapları tamamlamak neredeyse yıllarımı aldı ama anlaşılan çok satan pahalı kokteyller hazırlamakta harikayım. | Open Subtitles | فى البداية أخذ منى وقت كبير تعلم كيفية خلط الكاتشب و لكن اتضح أنى بارعة فى بيع الكوكتيلات الغالية |
Ve kokteyllerimizi beklerken, sende en yüksek topuklarınla Seth'in masasına doğru üzgünce yaklaşırsın, üzerinde bağları açık siyah Valentino'n, aynen benim kalçalarımı salladığım gibi süzülürsün. | Open Subtitles | و بينما ننتظر الكوكتيلات ستذهبين لطاولة سيث بحذائك ذو الكعب العالي فستان الدانتيل ل "فالانتينو" بنفس الطريقة التي حملت بها نفسي الى قاعة الرقص |
Bir kere uydurma kokteylleri ateşe atınca neredeyse Lejyon'u yakıyorduk. | Open Subtitles | ايه,في ذلك الوقت كنا على وشك احراق الفيليق نضع كل تلك الكوكتيلات المختلفة في النار |