Şehirleri her yönden kesen yüzlerce kilometrelik yeşil yollar. | TED | مئات الكيلومترات من المتنزهات التي تقطع المدينة في كل إتجاه. |
Paris'in derinliklerinde yer alan eski taş ocaklarından oluşan bir ağ yüzlerce kilometrelik tünellerle birbirlerine bağlanmıştır. | Open Subtitles | تقع تحت باريس شبكة قديمة من المحاجر تتصل بمئات الكيلومترات من الأنفاق المتصلة |
Binlerce kilometrelik deniz buzulu üzerinde seyahat onları av bölgelerinin olduğu yere götürüyor. | Open Subtitles | السفر عبر آلاف الكيلومترات من جليد البحر الذي يؤدي الى أرض الصيد |
Binlerce kilometrelik yakıcı ve kısır topraklar. | Open Subtitles | آلاف الكيلومترات من الأرض القاحلة الملتهبة |
Yüzeyi görmeye başlamak için bile birkaç yüz kilometrelik bir pus örtüsünü aşarak alçalmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا الهبوط خلال بضع مئات الكيلومترات من الضباب قبل حتى أن نتمكن من رؤية السطح |
Bunun anlamı, bugün bildiğimiz, tüm mağaraların her bir metresi için, keşfedilmeyi bekleyen hala onlarca kilometrelik keşfedilmemiş bölüm mevcut. | TED | الشيء الذي يعني أنه مقابل كل متر في كهف نعلمه مسبقًا، تم اكتشافه، ما تزال هنالك حوالي عشرات الكيلومترات من الممرات الغير مكتشفة. |