ويكيبيديا

    "اللاجئين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mülteci
        
    • mülteciler
        
    • mültecileri
        
    • mültecilere
        
    • mültecilerin
        
    • mültecilerle
        
    • Mültecilerden
        
    • Göçmen
        
    • göçmenler
        
    • sığınmacı
        
    • mülteciyi
        
    • göçmenlere
        
    • Sığınma
        
    • Göçmenleri
        
    • mültecilik
        
    Ailem Uganda'nın başkenti olan Kampala'ya yerleşmiş sürekli bir mülteci göçüne katıldı. TED انضمت عائلتي لنُزوح منظم من اللاجئين والتى استقرت في عاصمة أوغندا، كامبالا.
    Şuna derinden inanıyorum ki terörizme neden olan şey mülteci hareketliliği değil. TED وأنا أؤمن كليّا بأنه ليست حركة اللاجئين هي من تسببت في الإرهاب.
    Birçok mülteci Arap hattina varmak için uzun yürüyüslerde öldü. Open Subtitles العديد من اللاجئين ماتوا أثناء المشي الطويل إلى الخطوط العربية
    Fakat bu insanların kim olduklarını mülteciler ve göçmenlerden bahsederken genellikle es geçeriz, çünkü bunu istatistikler üzerinden yaparız. TED ولكن عادة ما تضيع هوية هؤلاء الأشخاص في طريقة تحدثنا عن اللاجئين والمهاجرين، لأننا عادة ما نستعمل الإحصاءات لذلك.
    dediğini hatırlıyorum. Türkiye'de şuan bütün mültecileri saydığınızda iki milyon üç yüz bin ya da buna yakın bir rakam var. TED ولكن تحتوي تركيا حاليا على ما يقارب 2مليون و300 ألف شخص أو شيء من هذا القبيل، إذا قمت بحساب عدد اللاجئين.
    Ve bunu gösteren en iyi örnek ise mültecilere nasıl davrandığımızdır. TED ولا يوجد أي امتحان أفضل لهذا من كيفية تعاملنا مع اللاجئين.
    mültecilerin ülkeye gelmesinin başka bir yolu iltica talebinde bulunmak. TED طريقة أخرى يأتي بها اللاجئين هي عن طريق طلب اللجوء.
    Birleşmiş Milletler mülteciler Yüksek Komiserliği'nin gerçekleşmesi ihtimalinin düşük olduğunu düşündüğü mülteci dönüşü büyük çapta gerçekleşti. TED فقد عاد اللاجئون والذي ظنت الهيئة العليا لشؤون اللاجئين انه لن يحدث على الاطلاق ولكنه حدث وبنطاق واسع
    Beşinci sınıftayken bir öğrenci bana, ailemin mülteci olup olmadığını sordu. TED عندما كنت في الصف الخامس، سألني أحد الطلاب ما إذا كان أفراد عائلتي من اللاجئين.
    Ve ben ayrıca bir çok Vietnamlı mülteci olduğunu öğrendim. Izdırap içinde Katolik kilisesinde toplanıyorlardı. Tüm bina tamamen tahrip olmuştu. TED وأيضا كان هناك العديد من اللاجئين الفيتناميين يعانون و متجمعون في كنيسة كاثوليكية لقد دمرت الكنيسة بالكامر
    Bu umudumu yitirmeye başladığım zamandı ve Kakuma mülteci kampına dönmekten başka bir şey istemedim. TED هنا بدأت أفقد الأمل، ورغبت فقط في العودة لكاكوما، لمخيم اللاجئين.
    Benim hikayem tam burada, Kakuma mülteci kampında, bir umut yerinde başladı. TED بدأت قصتي من هنا في مخيم اللاجئين بكاكوما. مكان مليء بالأمل.
    En tedirgin edicisiyse Suriyeli mülteci çocukların, yalnızca %20'si, Lübnan'da eğitim görüyor. TED وأكثر ما يقلق هو أن عشرين بالمئة فقط من اللاجئين السوريين الأطفال يرتادون المدارس في لبنان.
    Maalesef gerçekte mülteciler genellikle tutarsız ve ayrımcı davranışların kurbanı olurlar. TED إلا أن الحقيقة أن اللاجئين يكونون باستمرار ضحايا للمعاملة المتقلبة والتمييز.
    Fakat yaşamanın sadece zor olduğunu değil aynı zamanda tehlikeli olduğunu da öğrendim. Çünkü Kuzey Koreli mülteciler Çin'de yasa dışı göçmenler olarak TED لكنني سريعاً ما إكتشفتبأنه لم يكن صعباً وحسب بل وخطر جداً أيضاً بما أن اللاجئين من كوريا الشماليةيُعدون في الصين
    mültecileri ormana geri sürmek için silahlı bir çete toplamaktan bile bahsediyorlar. Open Subtitles هناك حديثٌ حتى عن .. تجميع غوغاء مُسلحين وطرد اللاجئين إلى الغابة
    Sürgündeki diğer iki meslektaşıma katıldım ve diğer mültecileri desteklemek için bir organizasyon kurduk. TED انضممت إلى زملائي الآخرين في اللجوء وأسسنا مُنظمة لدعم اللاجئين الآخرين.
    Başını sokacak bir yeri olmayan Belçikalı mültecilere verebilecek odam var. Open Subtitles لدي غرف إضافية وهؤلاء اللاجئين البلجيكيين لا يملكون سقف فوق رؤوسهم.
    Dünyadaki mültecilerin yüzde 80'i kadınlar ve çocuklar. TED 80 بالمائة من اللاجئين حول العالم هم من النساء و الأطفال.
    Büyükelçi ve arkadaşlarım, İsveç, Meksika ve Fransız elçiliklerindeki mültecilerle konuştu. Open Subtitles ولكن السفير تحدث مع نصف اللاجئين في السفارات السويدية والمكسيكية والفرنسية
    Mültecilerden bazılarının isyancı olabileceğinden endişe ettiklerini o yüzden ateşkes olana dek, onları serbest bırakmayacaklarını söylediler. Open Subtitles قالوا أنهم قلقون من أن بعض اللاجئين يحتمل كونهم من الثوار لذا فقد رفضوا اطلاق سراحهم حتى اعلان وقف اطلاق النار
    Ve Maysoon'un Çocukları'nı kurdum, Filistinli Göçmen çocuklara benim ailemin bana verdiği şansın birazcığını verebilmeyi amaçlayan bir hayır kurumu. TED أسست مؤسسة ميسون للأطفال، وهي مؤسسة خيرية تأمل أن تعطي الأطفال من اللاجئين الفلسطينيين شيئا بسيطا مما قدمه والديَّ لي.
    Bugün ABD hükûmeti, sığınmacı çocukları süresiz olarak hapishane kamplarında tutma hakkı elde etmeye uğraşıyor. TED الحكومة الأمريكية تناضل للحصول على حق لاعتقال الأطفال اللاجئين لأجل غير مسمى في مخيمات سجن.
    Her yıl baskıdan kaçan binlerce mülteciyi kabul ediyoruz. Open Subtitles كلّ سنة نأخذ الاف اللاجئين الذين يهربون من القمع
    Peki neden bunu göçmenlere daha iyi seçimler için sunmayalım? TED فلماذا لا نطبق فكرة إعطاء اللاجئين خيارات أكبر؟
    mültecilerin Sığınma haklarını çöpe atın ve kendi tarihimizi çöpe atmış oluruz. TED إذا مارمينا حماية اللاجئين بعيدًا، سنرمي تاريخنا أيضًا.
    Evet, Texas'taki fırtınadan sonra Göçmenleri kontrol altına aldığını duymuştum. Open Subtitles نعم... لقد سمعت أنها نسقت تدفق اللاجئين بعد اعصار تكساس
    Sığınma hakkı, mültecilik durumu geçici korunma durumu, insani tahliye ya da göç dışı iş seyahati hakkınız yok. Open Subtitles ليس لك صلاحية اللجوء السياسى أو وضع اللاجئين أو الوضع الوقائى المؤقت أو إطلاق السراح الإنساني أو رحلة عمل بدون هجرة ليس لك الصلاحية لأي من تلك الأشياء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد