Olay yerinde bulduğumuz koli bandının üstündeki parmak iziyle karşılaştırdık. | Open Subtitles | وقارناهم مع بصمة وجدناها على الشريط اللاصق من مسرح الجريمة |
Sorun yok. Bodruma inmeni ve koli bandını getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | لا بأس، أريدكِ أن تذهبي للطابق السفلي وتحضري الشريط اللاصق |
Ama çocuğun ağzını burnunu kapatan koli bandını nasıl açıklarlar? | Open Subtitles | لكن كيف سيفسّرون وجود الشريط اللاصق على فم وأنف الطفلة؟ |
Ona göre bakır ya da bant kullanmaya karar vereceğim. | Open Subtitles | حتى أقرر إن كنت سأستخدم النحاس أم الشريط اللاصق هنا |
Ama Hindistan'ın sokakları epey tozludur, ve ne kadar çok toz havada uçuşursa, beyaz kağıt üzerinde neredeyse görebilirsiniz, ama Yapışkan bir kısım da var, bir yapıştırmayı tersine çevrimişsiniz gibi. | TED | في الهند هناك الكثير من التراب في الشوارع, وكلما كثر الغبار وارتفع في الهواء كلما امكنك مشاهدة ما على الورق الابيض, يوجد هناك ذلك الجزء اللاصق كالذي تجده في الصقة المقلوبة. |
Ben koli bandına bayılıyorum, sen sevmez misin. | Open Subtitles | أحببت للتو الشريط اللاصق ، هل أنت كذلك ؟ |
koli bantı, kelepçeler, bir silah-- ne ihtiyacı varsa.. | Open Subtitles | الشريط اللاصق ، الاصفاد ، السلاح مهما يحتاج |
Hiç istenmeyen tüylerden kurtulmak için koli bandı kullanmadın mı? | Open Subtitles | أجل، أنتي لم تستعملي أبداً اللاصق لتتخلصي من الشعر الغير مرغوب فيه؟ |
Ellerini koli bandıyla bağlamak zor olmamıştır. | Open Subtitles | لن يحتاج إلى قوة كبيرة لربط يديه بالشريط اللاصق |
Gözaltında iki şüphelimiz var ama ikisinin parmak izleri de koli bandında çıkmadı. | Open Subtitles | قبضنا على اثنين مشتبه بهم وليس لدينا بصماتهم على الشريط اللاصق |
Tam olarak kendimi sandalyeye bağlayıp ağzımı koli bandıyla bantladıktan sonra. | Open Subtitles | بعد أن وثقت نفسي بالكرسي وأغلقت فمي بالشريط اللاصق |
koli bandı ve kalın ip istiyorum. | Open Subtitles | أريد ثمانية أمتار من الشريط اللاصق و بعض ورق التعبئة |
Tamam, bana bir rulo bant, bir de temiz havlu getir. | Open Subtitles | ،حسناً، احضر لي لفة من الشريط اللاصق ،احضر لي منشفة نقية |
Bu bant laboratuvarlarımıza gönderildi, soruşturmaya yardım etmek için bizden son teknolojiyle çalışmamız istendi. | TED | أُرسِل الشريط اللاصق لمختبراتنا، حيثُ طُلب منا استخدام التكنولوجيا الحديثة الخاصة بنا لنُساعد في التحقيق. |
Bu ayarlanmış yapılar, zor yüzeylere tırmanmak için dikenlere, sürtünme pedlerine ve son olarak Yapışkan kıllara izin veriyor. | TED | هذه الهياكل المتجانسة تسمح للأشواك، ومنصات الإحتكاك، وأخيراً الشعر اللاصق بالتمسك على أسطح صعبة جداً وتشكل تحدي. |
Bugün sizlere Stickybot adlı robotun hiyerarşik kuru Yapışkan kullanan en yeni versiyonunu göstereceğim için çok heyecanlıyım. | TED | وأنا متحمس جدا لأطلعكم اليوم على أحدث نماذج روبوت، ستيكي بوت يستخدم اللاصق الجاف الهرمي |
Ama takma kollarımı yapıştırdığım bandın güçlü olmasını bekliyordum. Niye hala bunu yapıyoruz? Bayan Wilk'in durumunda hastaların iyileştiğini gördüm. | Open Subtitles | لكن اللاصق الذي استخدمته لوصل ذراعي اصطناعيتين كان قوياً لماذا نفعل هذا؟ |
Bileğim tişörtümdeki Cırt cırt a sıkıştı. | Open Subtitles | النسيج اللاصق في مشد يدي علق بالقميص |
Nefes aldığı deliği bantla kapattığınızda ve hava almak için kafasını çıkardığında çekseniz yeter. | Open Subtitles | عن طريق سد الثقب بقطعة من الشريط اللاصق فتخرج رأسها لتستنشق الهواء في هذه الاثناء يتم سحبها |
Eldeki tek kanıt, Katie'nin boğazına sarılı bulunan bantın üzerindeki birbirine geçmiş iki soluk parmak izi. | TED | الدليل الوحيد هو بصمات باهتة ومتداخلة على الشريط اللاصق الذي وجد ملفوفًا حول عنق كاتي. |
Bu yüzden başvurduğumuz bir yaklaşım, proteinleri düzgün şekillerinde tutmak için, moleküler seloteyp işlevi gören ilaçlar tasarlamaya çalışmak. | TED | احد التوجهات التي نعمل عليها, محاولة تصميم ادوية تعمل بطريقة مثل جزيئييات الشريط اللاصق لحفظ البروتين في شكله الصحيح |
Yağmurluk ve yapıştırıcı çal. | Open Subtitles | سَتَسْرقُ بَعْض المعاطف المضادة للماء وبَعْض الإسمنت اللاصق. |