Birçoğu ölüme mahkum edildi, fakat yalancı infaza ve çarın son dakika affına maruz kaldılar. | TED | وحُكم عليهم بالإعدام، ولكن تم تخفيف الحكم في اللحظات الأخيرة من تنفيذه بواسطة القيصر. |
- son dakika sürprizi yaptığımı biliyorum, ama baş nedimem sen olacağına göre bunu yapmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | . أعرف انه فى اللحظات الأخيرة ، ولكننى أعتقدت لى شرف الخدمة . أنتظرى |
son dakikada kader bize son oyununu oynadı. Dolly Messiter. | Open Subtitles | كانت هذه قسوة من القدر أن يعادينا حتى اللحظات الأخيرة |
Emma'nın o son anlarında neler hissetmiş olabileceğini hayâl etmeye çalışırım. | Open Subtitles | حاولت ان اتصور ما كانت قد تركته في تلك اللحظات الأخيرة |
Bu hafta sonu Wisconsin'e gidecektik Son anda işim çıktı. | Open Subtitles | كان من المفترض ان نذهب الى وسكونسن نهاية هذا الأسبوع ولكن طلب مني العمل في اللحظات الأخيرة |
Doğumun son anları dokuz aylık bir yolculuğunda bitimini müjdeliyor. | Open Subtitles | اللحظات الأخيرة للولادة هي خاتمة رحلة طولها تسعة أشهر. |
Keyfini çıkar, son anlarımız. | Open Subtitles | مجرد الاستمتاع به، اللحظات الأخيرة. |
Şimdi bu Mason Brewer'ın özçekim videosu Messner'ın son dakikaları. | Open Subtitles | الآن هذا هو الفيديو الشخصي لميسون بروير من اللحظات الأخيرة لميسنر |
Bunu herkesin duymasını istemememizin sebebi bir sürü son dakika oyunlarıyla karşılaşmak istemememizdi. | Open Subtitles | سأفعل ذلك أحد أسباب رغبتنا في أن لا ينتشر الحديث عن هذا الأمر هو لأننا لم نرد التعامل مع تسييسات اللحظات الأخيرة |
Fakat, aslında... son dakika da arkadaşlarımız gelmeye karar verdi ve size pizza sipariş etmeyi düşünüyoruz. | Open Subtitles | لكن في الواقع لدينا صديقتان قادمتان في اللحظات الأخيرة وسنطلب لكم يا رفاق بعض البيتزا. |
Bu öğleden sonra programında bir şey... görmüyorum, ama bazen doktorlar... son dakika randevularını unuturlar. | Open Subtitles | لا أرى شيئاً قد لوج رزنامته بعد الظهر، لكن في بعض الأحيان ينسى الأطباء إدخال مواعيد اللحظات الأخيرة خاصتهم |
Fakat, aslında... son dakika da arkadaşlarımız gelmeye karar verdi ve size pizza sipariş etmeyi düşünüyoruz. | Open Subtitles | لكن في الواقع لدينا صديقتان قادمتان في اللحظات الأخيرة وسنطلب لكم يا رفاق بعض البيتزا. |
Bir kaç son dakika gelişmesi. | Open Subtitles | هاك عدّة أشياء لكم في اللحظات الأخيرة |
Özür diledi. son dakikada bir röportaja gitmesi gerekti. | Open Subtitles | إنها تعتذر بشدّة، فقد أتت مقابلة العمل تلك في اللحظات الأخيرة |
İdama mahkûm biri infaz edileceğinde son dakikada ortaya çıkıp onu affediyorum. | Open Subtitles | عندما آأمر بإعدام أحدهم أظهر في اللحظات الأخيرة وأعفو عنه |
Bu kadınlara son anlarında ne yaptığı çocuklara ne yaptığını gösterebilir. | Open Subtitles | كيف عامل أولئك النساء في اللحظات الأخيرة من حياتهم ربما يدلنا هذا على ما ينوي أن يفعله بالأطفال |
Bu zavallı kadının son anlarında canlı canlı yanmış olduğunu düşünmek biraz dikkatimi dağıttı, kabul ediyorum. | Open Subtitles | أقر بأن تخيل اللحظات الأخيرة لهذه المسكينة وهي تحترق على قيد الحياة تصرف انتباهي |
Perulular ani saldırıdan ve günü Son anda kurtarmaktan hoşlanırlar. | Open Subtitles | يحب شعب البيرو الانقضاض وينقذوا الناس في اللحظات الأخيرة |
Smokinlinin son anları. | Open Subtitles | اللحظات الأخيرة من عدسة مقتني التوكسيدو |
Aşk hikayelerinin son dakikaları. | Open Subtitles | اللحظات الأخيرة لقصة حبهما |
Bilemezsin, belki de cevap bu son anlarda saklıdır. | Open Subtitles | لا أعرف ستيفن قد يكون هناك حل في اللحظات الأخيرة |
İnsan neden herhangi bir anneye oğlunun hayatının son anlarını izletmek ister? | Open Subtitles | أيّ أمّ تشاهد اللحظات الأخيرة من حياة ابنها؟ |
Devriyelerin son saniyelerini videoya kaydetmişler. | Open Subtitles | قاموا بتسجيل اللحظات الأخيرة بالأبيض والأسود |
Evet evet, alay konunuzun son dakikalarının keyfini çıkarın. | Open Subtitles | نعم نعم ، استمتعوا بهذه اللحظات الأخيرة من المهزلة |