Zaten yaşanmış mutlak anı tekrar gerçekleştirebilmek için aynı şeyi tekrar tekrar yapmak zorundadır. | Open Subtitles | سيكون مجبرمراراً وتكراراً على إعادة اللحظة الحاسمة التى حدثت |
Bütün hayatını, mutlak anı yakalamaya çalışarak geçirdi. | Open Subtitles | قضى حياته كلها فى مطاردة اللحظة الحاسمة |
Kurbanlarını öldürürken mutlak anı oluşturmaya zorlanmaktan artık sıkılmış bir katil. | Open Subtitles | بلا قناعة لقتل ضحاياه + حيث هم يجبر اللحظة الحاسمة |
Evet, tam zamanında geldi. | Open Subtitles | أجل, فقد وصلت في اللحظة الحاسمة |
Bence, "tam zamanında" diye buna derler. | Open Subtitles | أظنه هذا مايُطلق عليه "اللحظة الحاسمة". |
Canım. Sanırım tam zamanında gelmedik. | Open Subtitles | لم نصل الى اللحظة الحاسمة |