Eskiden tanıdığım o tatlı kıza ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث للفتاة اللطيفة التي كنت أعرفها ؟ |
İndirdiğim o tatlı kıza ne oldu böyle? | Open Subtitles | ماذا حدث لتلك الفتاة اللطيفة التي قمت بتحميلها ؟ |
İleride olacağın o tatlı kızı bilirdi. | Open Subtitles | -لقد عرف روحك والفتاة اللطيفة التي ستصبحينها |
Elbiselerini değiştirmek için yardım ettiğim o sevimli kız mı? | Open Subtitles | أهي الفتاة اللطيفة التي ساعدتها بتجفيف الملابس؟ |
Müvekkilinin boğmaya çalıştığı şu sevimli kadın. | Open Subtitles | السيدة اللطيفة التي حاول موكلك ان يخنقها للموت |
Fakat küçük şirin kızın doğru şeyi yapmaya çalıştığına inandı. | Open Subtitles | لكن سيصدق قصتها بشأن الفتاة اللطيفة التي تقوم بالتصرف السليم |
Henüz büyümemiş küçük şirin şişeler. | Open Subtitles | هذه الزجاجات اللطيفة التي لم تنضج بعد |
Ama eğer fırsatın olsaydı bütün bu yaptığın iyilikleri bu küçük sırrı öğrenmemiş olmam karşılığında geri alacağını düşünüyorum, | Open Subtitles | بأن تسترجعي كلّ الأمور اللطيفة التي فعلتيها بمقابلِ عدم معرفتي بسرّكِ الصغير، ستفعلين ذلك دون تردد. |
Ama eğer fırsatın olsaydı bütün bu yaptığın iyilikleri bu küçük sırrı öğrenmemiş olmam karşılığında geri alacağını düşünüyorum, | Open Subtitles | لكنني أعتقدُ لو كان لديكِ الفرصة بأن تسترجعي كلّ الأمور اللطيفة التي فعلتيها بمقابلِ عدم معرفتي بسرّكِ الصغير، |
Donut yerindeki sevimli küçük esmeri biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف تلك السمراء اللطيفة التي تعمل في محل الدونات ؟ |
İnsanların ilgisini çekecek sevimli şeyler seçmek yerine daha basit bir şey seçtik. Keşfettiğim şey ise empati yapabilen insanların robot böceklere vurmaktan çekindikleri oldu. | TED | ولذا بدلًا من أحد الأشكال اللطيفة التي قد يتعاطف الناس معها، اخترنا شيئ أكثر بساطة، ووجدنا أن الأشخاص الذين لديهم قدر أكبر من التعاطف ترددوا أكثر في ضرب تلك الألات السداسية الأرجل. |