Müdür Turner ile konuşmamdan sonra, istediğin ünvan senin olabilir. | Open Subtitles | بعد ماتحدثت مع المدير تورنور, ربما ستحملين هذا اللقب فقط. |
ünvan sahibi şampiyon bile olsan seni köpek dövüşüne bile götürmezdim. | Open Subtitles | لن اصطحبك لقتال كلاب حتى لو كنتي المدافعة عن اللقب |
24. unvan maçını kazandı. | Open Subtitles | فازت فى 24 مباراه متتاليه .و ستصارع على اللقب الشهر القادم |
Geceler boyu Eyalet Şampiyonluğunu... düşlediler... kasabaları, takımları, okulları için bu unvanı... kazanmanın hayalini kurdular. | Open Subtitles | لقد حلموا ببطولة الولاية في الليلة الماضية حلموا بفرصتهم الحصول على اللقب لمدينتهم ولفريقهم ولمدرستهم |
Tabii ki, bana bu lakabı verenler, aynı zamanda çirkin savaşlarını kazandığım ve kendilerini savaştan uzak tuttuğum için halk içinde ve özel olarak teşekkür ettiler. | Open Subtitles | بالطبع، أولئك الذين أعطوني هذا اللقب يشكرونني أيضا، سراً وعلانية لكسبي حربهم القذرة. وإبقائهم خارج الصورة. |
Furio. Sadece çaresiz bir adam Takma isme ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | إذا من أي وقت مضى هناك رجل في حاجة ماسة إلى اللقب. |
Biz olmadan bir ünvan maçına çikamaz. | Open Subtitles | لن يحصل على اللقب بدوننا ، لا يمكنه ذلك.. |
O ünvan maçı aldı,bende boksörler mezarlığına bir bilet. | Open Subtitles | يأخذ اللقب في الساحة المفتوحة و ماذا آخذ أنا إذاً ؟ تذكرة ذهاب إلى بالو كافيل |
Ağır siklet ünvan maçına hoş geldiniz, bu unutulmaz bir maç olabilir. | Open Subtitles | أهلاً بكم فى مباراة اللقب للوزن الثقيل التى ربما لن تنسى |
unvan artık yalan. Yalan olduğunu biliyorum. Joe Frazier'de yalan olduğunu biliyor. | Open Subtitles | . اللقب كذبة , أعلم أنه كذلك جو فريزر" يعلم أنه كذبة" |
unvan artık yalan. Yalan olduğunu biliyorum. Joe Frazier'de yalan olduğunu biliyor. | Open Subtitles | . اللقب كذبة , أعلم أنه كذلك جو فريزر" يعلم أنه كذبة" |
Yani ben unvan maçını ayarladım ve bu adam seni oraya taşıyacak. | Open Subtitles | يعني انا أوصلتك الى مباراة اللقب وذالك الشخص أخذك مني |
Demek istediğim, unvanı almak istiyorsan belki de seni götürecek kişi o değildir. | Open Subtitles | اذا اردت الوصول الى اللقب هو ليس الشخص الصحيح لايصالك |
Genelevden çıktı, o unvanı da satın aldı. | Open Subtitles | الكل يعرف أنها من المجارير، و ذلك اللقب أعطي إليها |
Anladığım, Manchester'da unvanı talep eden biri olduğu ama karara bağlanmaktan çok uzak. | Open Subtitles | هناك قريب من مانشيستر له أحقية اللقب. في العموم, نحن بعيدون كل البعد عن الإستقرار. |
Tabii ki, bana bu lakabı verenler, aynı zamanda çirkin savaşlarını kazandığım ve kendilerini savaştan uzak tuttuğum için halk içinde ve özel olarak teşekkür ettiler. | Open Subtitles | بالطبع، أولئك الذين أعطوني هذا اللقب يشكرونني أيضا، سراً وعلانية لكسبي حربهم القذرة. وإبقائهم خارج الصورة. |
Sınıf öğretmenimizin Takma adı neydi? | Open Subtitles | ما اللقب الذي كنَّا نطلقه على رائد فصلنا؟ |
Babanın ön adı Bensaid, anne kızlık soyadı sana kolaylık sağlayacaktır. | Open Subtitles | بن سعيد هو لقب أمك على الأقل هذا اللقب له تاريخ |
Sizin gibi sadece hafta sonu için gelen insanlara taktığımız isim. | Open Subtitles | انه اللقب الذي نطلقه على الذين يأتون هنا في الإجازات فقط |
Bu Ünvanı kazanmak için ne tür bir eğitim aldınız? | Open Subtitles | وما هي الدراســة المتخصصة التي تلقيــتها لتكســب هــذا اللقب ؟ |
Sonra ise Joe Louis. 37'den 48'e kadar da şampiyonluk onda kaldı. | Open Subtitles | ثم خوسيه لويس, الذي حمل هذا اللقب منذ.. الثلاثينات حتى 1948 |
Birileri birine lakap taktığında, bir anlamı var demektir. | Open Subtitles | عندما يُعطي القاضي شخصًا ما لقب، ذلك اللقب يعني شيئًا. |
Gelecek ay ünvanını koruman lazım. | Open Subtitles | سوف تدافع عن اللقب الشهر القادم ، استمر بالأكل |
Sonunda ne yönetmen ve yıldızlar ne de ismi kalacak, sadece rakamlar. | Open Subtitles | ولا مدير , ولا النجوم , ولا حتى على اللقب. |
Bunun kilisesinin ismini hak ettiğini ben de düşünmüyorum. | Open Subtitles | انظري, انا اظن بأن كنيستها لا تستحق اللقب |
Önemli olan, unvanın onda olması. Mutlu bir kampçıya döndü. | Open Subtitles | الفكرة هي أنه حصل على اللقب إنه فتى الكشافة السعيد |