Gündüz ve gece, şatonun mahzeninde toprak dolduruyorlar. | Open Subtitles | طيلة الليل والنهار يملئون الصناديق بالتراب من قبو القلعة |
Ama dışarıdan açık kapamak ve gece veya gündüz dışarıdan eve girebilmek çok kolaydır. | Open Subtitles | ولكنكم تستطيعون فتحه ولكن يسهل عليكم فتحها وإغلاقها والدخول إلى المنزل في أي لحظة خلال الليل والنهار من الخارج |
Gece gündüz seni düşünüyordum ve seninle evlenmeyi hayal ediyordum! | Open Subtitles | وافكر بك طوال الليل والنهار حتى انى حلمت بزواجى بك |
Kızı sokaklarda, dağda bayırda tarlalarda, ormanlarda, Gece gündüz dans etmeye zorlar. | Open Subtitles | مضى الحذاء ليرقص بها في الشوارع فوق الجبال والوديان، وبين الحقول والغابات خلال الليل والنهار |
"gece ve gündüz boyunca, aklınıza gelebilecek bütün aromalarda." | Open Subtitles | طوال الليل والنهار و أيّ نكهة يمكنكم تخيلها |
Bütün gece ve tam bir gün boyunca çıksın diye bekledim. | Open Subtitles | اضطررت الى الانتظار طوال الليل والنهار لاستعادته |
Cevap gündüz ve gece olabilir. | Open Subtitles | الجواب يمكن ان يكون الليل والنهار |
Ama bütün gündüz ve gece anestezi sayesinde öyle güzel uyudum ki Olivia Hutton ile evlendiğimizi gördüğümü hatırlar gibiyim. | Open Subtitles | ولكن في ذلك اليوم في الليل والنهار ومع هذا التخدير كنت أنام كثيرا أتذكر أنني وبشكل مبهم أعتقدت أنني متزوج من أوليفيا هاتون |
Ama, Marielle ne kadar tatlı olursa olsun,... .. kumsal evinde gün ve gece sanki bir ömür boyu sürdü. | Open Subtitles | ، وعلى الرغم من حلاوة (مارييل) الليل والنهار في بيت الشاطىء . إستمرت للدهر كله |
Bütün gün ve gece orada olacağım. | Open Subtitles | سأكون هناك طوال الليل والنهار |
Gündüz ve gece arasında denge yok. | Open Subtitles | لا توازن بين الليل والنهار |
Gece, gündüz yiyip TV izlemekten başka bir şey yapmazdım.I | Open Subtitles | لم أكن لأفعل شيئا سوى الأكل ومشاهدة التلفاز طوال الليل والنهار |
Diğer müşteriler, Gece gündüz sürekli ağlayan bebekten şikâyetçiler. | Open Subtitles | المستأجرين الآخرين يشتكون من صياحه المتواصل ، طوال الليل والنهار |
Gerekirse Gece gündüz çalışıp bu işi çözeceğim. | Open Subtitles | يجب أن أعمل في الليل والنهار, إذا لزم الأمر, لإيجاد حل للأمور |
Ben Cross Akademisini Gece gündüz koruyup kollayan bir muhafızım. | Open Subtitles | أنا المراقبة التي تحمّي طلاّب الليل والنهار |
Evlenmiştim. Ekmeğimizi çıkarabilmek için Gece gündüz çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت متزوج واعمل الليل والنهار حتى اجني لكم المال الكافي |
Gece gündüz bir Amerikalı ile fotoğraflanıyorsun? | Open Subtitles | تقضي الليل والنهار بصحبة أمريكية وتلتقط الصور؟ |
"Sikişme ve Yumruklama"'ın yanına yaklaşamıyordu, gece ve gündüz gibiydi. | Open Subtitles | لا تتطابق مع "اللكم والنكاح" ولا حتّى متقاربة، الليل والنهار |
Bir güneş tutulması, gece ve gündüz arasındaki hattı saklayan tek vakittir. | Open Subtitles | كسوف الشمس يحجب الخط بين الليل والنهار انه الوقت المناسب |
Burada gece ve gündüz ayrımı yapmak zor Arial. | Open Subtitles | ومن الصعب معرفة الفرق بين الليل والنهار إلى هنا، ارييل. |
Bütün gece ve tam bir gün boyunca çıksın diye bekledim. | Open Subtitles | اضطررت الى الانتظار طوال الليل والنهار لاستعادته |