Basın toplantısı bittikten sonra senin de işin bitmiş olacak. | Open Subtitles | متى ما انتهينا من المؤتمر الصحفي مهمتك ستكون قد انتهت |
7:30'da Basın toplantısı yaparız. | Open Subtitles | يمكن أن نعقد المؤتمر الصحفي في السابعة و النصف |
Şuan Komiser Dryer'ın ofisinin önündeyiz, basın toplantısını bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن في مكتب المفوض دراير ننتظر المؤتمر الصحفي الذي سيعقده المفوض |
Yarınki basın toplantısında herkese sunacağız Ve her şeyi açıklayacağız | Open Subtitles | سنقدمه للقائد في المؤتمر الصحفي غداً و نوضح كل شيء |
Lütfen, beyler, lütfen, basın toplantısından sonra. | Open Subtitles | أرجوكم أيها السادة ، من فضلكم بعد المؤتمر الصحفي |
Size de bol şans. basın konferansı neredeydi? | Open Subtitles | حظاً سعيداً لك و أين يعقد المؤتمر الصحفي ؟ |
Evie bu geceki basın toplantısına odaklanmalısın. Bununla biz ilgileniriz. | Open Subtitles | عليك أن تركزي على المؤتمر الصحفي الليلة ودعينا نتولى هذا |
Beyaz Saray'da Basın toplantısı, CNN'deki haberimiz? | Open Subtitles | المؤتمر الصحفي للبيت الأبيض، الملف الشخصي على شبكة سي؟ |
Basın toplantısı başlamadı değil mi? Noel ağacı almam gerekiyordu da. | Open Subtitles | آسف على تأخري لم يبدأ المؤتمر الصحفي بعد، أليس كذلك؟ |
Bu Basın toplantısı da nereden çıktı? | Open Subtitles | ماذا كان هذا المؤتمر الصحفي بحق الجحيم ؟ |
Basın toplantısı saat 4:00'te. Onlara bir şey vermeliyiz. | Open Subtitles | المؤتمر الصحفي في الرابعة يجب ان نخبرهم اي شي |
Bölgesi polis sözcüsü olarak, bu acil basın toplantısını yapmak istedim. Bir kriz halindeyiz. | Open Subtitles | . دعوت لهذا المؤتمر الصحفي الطارئ لدينا أزمة |
basın toplantısını burada yapacağım çünkü Christine Sullivan'ın katili burada, bu mahkemede yargılanacak. | Open Subtitles | ...... أنا أقيم هذا المؤتمر الصحفي هنا ، لأنه في هذا المكان ...... |
Başkentte kıyafetlerim yağmurdan sırılsıklam olana kadar dolandım, pislik herifin çöpü çıkartmasını bekledim ve ülkenin ne kadar iyi olduğunu anlatacağı basın toplantısını yapınca ve refah nutukları başlayınca. | Open Subtitles | متسكعاً في العاصمة تحت المطر حتى تتبلل بضاعتي منتظراً ذلك الوغد ليرمي القمامة ويحضر المؤتمر الصحفي حول عظمة هذه الدولة |
Bu sabah ki Beyaz Saray basın toplantısında, başlıklardan biride bu olacak. | Open Subtitles | مع اقتراب المؤتمر الصحفي الذي سيقام في صباح اليوم في البيت الأبيض |
basın toplantısında yapacağın konuşmayı bize de anlatsana. | Open Subtitles | أعطينا عرضا صغيرا من الخطاب الذي ستلقيه في المؤتمر الصحفي |
Constance Griffiths (Charlie Crews'in Avukatı) Beraat ettikten sonraki basın toplantısında Söylediğim gibi, | Open Subtitles | " كونستانس جريفثس محامية تشارلي كروز " كما ذكرت في المؤتمر الصحفي بعد |
"...basın toplantısından bu yana ortalarda görünmüyor." | Open Subtitles | منذغريبهوإلىحدٍ كبير المؤتمر الصحفي الجدالي. |
Ve arzu edilen de bunun basın toplantısından önce olması. Bu da bir saatten daha az bir zaman demektir. | Open Subtitles | وتحديداً قبل المؤتمر الصحفي ما يعطينا أقل من ساعة |
basın konferansı ona kendisiyle ilgili hoşlanmadığı bir şey söyledi, o da acele etti. | Open Subtitles | أجل، المؤتمر الصحفي أخبره شيئاً عن نفسه لم يعجبه لهذا السبب اندفع ، مما يعني أنه ارتكب خطأً |
"Profesör Nakabachi'nin basın konferansı sekizinci katta başlamak üzere!" | Open Subtitles | لقد قلت انه كيوما هووين. المؤتمر الصحفي الخاص بالبروفيسور ناكاباتشي. هل نبدأ الان في قاعة الطابق الثامن؟ |
basın toplantısına dönmem gerekiyor. | Open Subtitles | و هذا يجعلك رئيستي علي العودة إلى المؤتمر الصحفي |
O da neydi? Bu sabah Mayuri ile ben, haberleşme binasına gitmek üzere laboratuardan ayrılmıştık. Profesör Nakabachi'nin basın konferansını izlemeye gitmiştik. | Open Subtitles | ماذا كان ذلك؟ لسماع المؤتمر الصحفي الخاص بالبروفيسور ناكاباتشي. |
Sorularınıza basın konferansında cevap verecekler. | Open Subtitles | شكراً لكم سنجيب عن أسئلتكم في المؤتمر الصحفي |
Aslında... o basın konferansına ihtiyacın yoktu demek? | Open Subtitles | ..لذا لم تكوني حقاً بحاجة إلى ذاك المؤتمر الصحفي ؟ |
Basın toplantısının gündemini belirleyince sizi ararım. - Teşekkürler. - Teşekkürler. | Open Subtitles | سأتصل بك عندما أحصل على تفاصيل المؤتمر الصحفي |