D2: Söylediklerinin yarısına katılıyorum. Zombiler iletişim kuramıyorlar, orası kesin. | TED | د2: أظن أنّك شبه مصيب. فمن المؤكّد أنّ الزومبي لا يمكنهم التواصل. |
Uyuşturucu laboratuarı kurup bir suç çetesi oluşturmaya çalışacağı kesin. | Open Subtitles | من المؤكّد أنّه سينشىء مختبراً للمخدّرات ويشكّل عصابة إجراميّة |
- kesin olan tek şey hiçbir şeyin kesin olmadığıdır. | Open Subtitles | "من المؤكّد أنّ لا شيء مؤكّد، وهذا أمر غير مؤكّد". |
Büyükannem bunu buraya saklamış olmalı, ...çünkü ikincisi kocası çok kıskanç biriydi. | Open Subtitles | جِدّتِي من المؤكّد أنها خبّئتها، لأن زوجُها الثاني كان رجُلاً غيوراً للغاية. |
Güzel bir teklif sunacak kadar sizi önemsemiş olmalı Bay Pauwels. | Open Subtitles | من المؤكّد أنهُ يهتم لأمرك إلى لدرجة كبيرة يا سيد "باولس". |
Onun vuranın polis memuru olduğu kesin değil. | Open Subtitles | السّلاح ينتمي إلى أحدٍ من هذا القسم لكن من غير المؤكّد أن يكون القاتل شرطيّاً |
Istakoz avlamaya gittiği kesin. | Open Subtitles | من المؤكّد أنّه خرج من أجل الكركند |
Kasap'ın hâlâ iş başında olduğu kesin. | Open Subtitles | "فمن شبه المؤكّد أنّ السفّاح لا يزال يقتل" |
Bir şeylerin dikkatini çektiğimiz kesin. | Open Subtitles | من المؤكّد أننا جذبنا .انتباه شيء ما |
O hayvanı kesin bir ölümden kurtardım ben. | Open Subtitles | . انقّذت ذلك الحيّوان من الموت المؤكّد |
- Yürümekten iyi olduğu kesin ama... | Open Subtitles | من المؤكّد أن ذلك أفضل من المشي , لكن |
Olası, kesin değil. | Open Subtitles | المحتمل، وليس المؤكّد |
Biraz; ama sarhoş olduğun kesin. | Open Subtitles | من المؤكّد أنّك ثمل |
kesin olan tek şey; | Open Subtitles | حسناً، الشيء الوحيد المؤكّد... |
Senin yüzüne sahip olmayacağı kesin. | Open Subtitles | -من المؤكّد أنه لا يمتلك وجهك |
Onu sevdiğimi düşünüyor olmalı. | Open Subtitles | من المؤكّد أنّها تعتقد بأنّ هذا أعجبني |
Onları birlikte görmek, seni öldürüyor olmalı. | Open Subtitles | من المؤكّد بأنّه رؤيتهم سوياً تقتلك. |
Lisa çok mutlu olmalı. | Open Subtitles | من المؤكّد أن ليسا سعيدة جداً. |
Buralarda bir şeyler olmalı! Aramaya devam edin! | Open Subtitles | من المؤكّد وجود شيءٌ هنا استمروا بالبحث |
Yol üzerinde bir yere saklamış olmalı. | Open Subtitles | من المؤكّد أنه أخفاه في إحداهم |