"الماضي هو" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Geçmiş
• geçmiştir
• geçmişte kaldı

Çok fazla soruna neden oldular. Ama Geçmiş de geçmişte kaldı.
و قد تضايقنا كثيرا و لكن أنتم تعرفو الماضي هو الماضي

Geçmiş, içinde her türden şeyi barındıran çok büyük bir yer.
الماضي هو مكان هائل، مع كلّ أنواع الأشياء اتتي في داخله

Geçmiş mazide kaldı. Demek ki öyle yazılmış.
الماضي هو الماضي، وكان مقدراً أن يكون كما كان

Bilirsin Geçmiş geçmiştir. Bu yüzden ona Geçmiş deriz.
أنت تعلم، الماضي هو الماضي لهذا يلقبونه هكذا

Demek istediğim Geçmiş geçmiştir ama yarınsa yarındır.
نقطتي هي , الماضي هو الماضي لكن الغد هو الغد.

Geçmiş geçmişte kaldı.
الماضي هو مجرد عبوس انقلب رأسا على عقب.

Evet, ben de öyle diyorum. Geçmiş mazidir.
أجل, هذا ما كنت أقوله, أعني أن الماضي هو الماضي

Geçmiş, yapılandırabilir bir hafızadır. İnanmak istediğin şeylerle doldurabilir.
الماضي هو بناء العقل، إنه من يعمينا ويخدعنا كي نؤمن به.

Şu hayatta sadece şunu öğrendim Olivia, Geçmiş geçmişte kalır.
درس واحد تعلمته في الحياة يا أوليفيا أن الماضي هو الماضي

Aksine, burada bulunmamızın en büyük sebebi Geçmiş.
هيهات, الماضي هو سبب مجيئنا هنا بالتحديد

Biliyorum Geçmiş geçmişte kalacak demiştik ama bu, dövmelerinden daha şaşırtıcı.
أنا أعلم قلنا في الماضي هو مجرد الماضي، ولكن هذا هو أكثر من ذلك بكثير غامض من الوشم الخاص بك.

Bilgi haznelerimiz fiziksel olarak güvende olsa bile, bir kütüphaneyi bölen bilgi korkusu ve geçmişin Geçmiş olduğuna inanan kibirli inanç gibi sinsi güçlere karşı daha dayanıklı olmak zorunda kalacaklar.
وحتى إذا كان مخزوننا من المعرفة آمنًا مادياً، سيظل عليهم مقاومة القوى الأكثر خبثاً التي دمرت المكتبة: الخوف من المعرفة والاعتقاد المتعجرف بأن الماضي هو شيء منتهي الصلاحية.

Geçmiş geçmiştir. Biz geleceğe bakıyoruz.
الماضي هو الماضي نحن نتطلع إلى المستقبل

Geçmiş geçmiştir. Bu tedavi bir hatıra değil.
الماضي هو الماضي هذا العلاج ليس ذكرى

Geçmiş geçmişte kaldı. Şimdi buradasın.
.الماضي هو الماضي .أنت هنا الآن

Ben üzülmüyorum. Geçmiş geçmişte kaldı.
أنا لست آسفاً الماضي هو الماضي