Gemiyi, labirentin dışında gizli bir yere gitmesi için programladım. | Open Subtitles | لقد قمت ببرمجة المركبه لتذهب الى مكان مخفى خارج المتاهه |
Yeraltı dünyasına açılan geçit labirentin içinde yatıyor. | Open Subtitles | البوابه الى عالم الجريمة الذي يقع في المتاهه |
Mezar masif taşlarla kaplandığında, labirent yolunun bir önemi kalacak mı ki? | Open Subtitles | بهذه الآحجار الصلبة, لن يكون الطريق عبر المتاهه مهمآ؟ |
Bedeniniz mezara yerleştirildikten sonra labirent kapatılacak.Mezar odasından piramidin kapısına kadar her koridor her gidiş yolu,masif taşlarla kapatılacak. | Open Subtitles | بعد أن يستقر جسمانك فى المقبرة... المتاهه سوف... تغلق جميع الممرات... |
Profesör Ping beni buluncaya kadar labirentte ölüme terk edildim. | Open Subtitles | تركونى لأموت فى المتاهه حتى وجدنى البروفسور بنج |
Fakat sonra Labirenti bulmalıyız. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك نحن بحاجة الى ايجاد المتاهه |
Ama gördüğünüz gibi kimse Labirentten ayrılamaz. | Open Subtitles | لكن كما ترين لا أحد يمكنه مغادرة المتاهه |
Siz böylelikle sürekli, "a, öngörebiliyorum" dersiniz. Ve eğer bir fareyseniz ve bir Labirentten geçip, Labirenti öğrenirseniz labirente bir daha girdiğinizde, davranışlarınız aynı olacak, | TED | لذلك, كل مرة تقولون: أنا أستطيع أن أتوقع الأشياء. لو كنتم فأرة و دخلتم في متاهة, ثم تعلمتم هذه المتاهه, في المرة القادمة, إذا كنتم في متاهة, ستتصرفون بنفس السلوك, |
Hayır, aptallık etme. labirentin içinde nerede olduğumuzu bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا , لاتكن غبي نحن لا نعلم موقعنا داخل المتاهه |
Çalışanlara labirentin çevresinde devriye gezmelerini söyledim. | Open Subtitles | فى أى لحظه يرغب فيها أحد المتسابقين ... أن يغادر المتاهه |
labirentin ortasında bir geçit var. | Open Subtitles | هناك بوابة داخل المركز من هذه المتاهه |
Allison, labirentin içinde başkası var. | Open Subtitles | أليسون , هناك شخص آخر في المتاهه |
Ve sonra labirent içinde bizimle karşılaşana kadar yol aldı. | Open Subtitles | الغرفة بدأت كجسر ثم تتحرك في المتاهه |
Fazla konuşma, dışarısı labirent gibidir. | Open Subtitles | هيا المكان يشبه المتاهه بالخارج |
Canavarı içine kapatmak için bir labirent inşa etti. | Open Subtitles | هو مَن بنى المتاهه ليبقى الوحش بداخلها |
labirentte hayat normalde böyle sona erer. | Open Subtitles | هذه هى الطريقه المثاليه لنهو الحياه فى المتاهه |
labirentte ejderhalar veya su altı yaratıkları bulunmuyor. | Open Subtitles | داخل المتاهه .. لن تجدوا تنينات أو مخلوقات تتعامل معكم |
İnsanların labirentte değiştiğini göreceksiniz. | Open Subtitles | الناس يتغيرون داخل المتاهه أعثروا على الكأس التى تنشدونها |
Aslına bakılırsa bu denekler, sadece denemeler sırasında uyanıkken Labirenti düşünen ve uykuya dalıp Labirenti rüyalarında görmeyen deneklerden on kat daha başarılıydılar. | TED | في الواقع، انها تصل أفضل بعشر مرات في ذلك من أولئك الذين يعتقدون أن المتاهه تستيقظ بين التغييرات وأولئك الذين يغفون لكن لم يحلموا عن المتاهه |
O Labirentten yavaş yavaş kendi yolumu buluyorum sonunda bir ışığa doğru yaklaşıyorum. | Open Subtitles | وببطئ اشق طريقى عبر هذه المتاهه اقترب من مصدر مضئ فى النهاية |
Ona acıyan Deadalus Labirentten kaçmanın sırrını anlatmış. | Open Subtitles | فشعر بالأسى تجاهها واخبرها بسر الهروب من المتاهه |
Bu utançtan kurtulmak için Minotaur'u bu labirente hapsettiler ve tüm halka sizin köyden bir adamın gelip prenslerini öldürdüğünü söylediler. | Open Subtitles | ...لاخفاء هذا العار سجنوا المينوتاور في .... هذه المتاهه |