Burası kıtanın iç kesimlerindeki yağmur ormanlarıyla alay edercesine uzanan buzul ve donmuş göllerin egemen olduğu bir dünya. | Open Subtitles | إنه عالم تهيمن عليه الكتل الجليدية والبحيرات المتجمده. و على نقيض الغابات المطيرة المورقة التي وجدت في داخل القارة. |
Kızaklarla kayılır. donmuş göl üzerinde kayılır. | Open Subtitles | هناك مركبه للجليد تنزلج على البحيره المتجمده |
Burası donmuş kayalar ve buzdan kürelerle dolu. | Open Subtitles | إن المكان يعج بالصخور المتجمده .. والأجسام الثلجية |
Ama sırtını yaslayıp, itibarının yok edilmesine izin verirsen, tarihe donmuş bir fahişe olarak geçiyorsun. | Open Subtitles | ولكن ، تجلس وتدع سمعتك تتشوه عندها سيكتب عنك التاريخ مثل العاهر المتجمده |
Senin donmuş gölün dünyada en çok istediğin şeyin ismi, ve istediğin şey... | Open Subtitles | بحيرتك المتجمده هى اسم أكثر شئ ترغب به فى العالم |
Orada duruyor, donmuş gölün tam ortasında oturuyor. | Open Subtitles | انه هناك تمام جالسا فى منتصف هذه البحيره المتجمده |
Sanırım bu durum USB belleği onun donmuş gölü mü yapıyor? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا يجعل السواقه المتحركه بحيرته المتجمده |
Bana donmuş bir gölden geçmenin sadece bir yolu olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى عن الطريق الوحيد لعبور البحيره المتجمده |
donmuş bir gölümün üzerinde duruyorum. | Open Subtitles | أنا أقف على بحيرتى المتجمده |
Ama ya Jüpiter'in yerçekimi, Europa'nın derinlerinde sürtünmeye sebep olup donmasını engelleyerek bu donmuş katmanların altındaki suyun içinde yaşamın gelişmesi için elverişli şartları sağlıyorsa? | Open Subtitles | (إلا في حالة لو كانت جاذبية (المشترى ...قد خلقت إحتكاكات في أعماقه قد تكون أوقفت تجمد (يوروبا) بأكمله مما قد يسمح للحياة بأن تتطور في مياهه تحت قشرته المتجمده |