konuşmacılar, toplumun onlardan neler beklediğini anlatır. | Open Subtitles | المتحدثين يشرحون لهم ما الذي يتوقعه المجتمع منهم |
Bu da demek oluyor ki konferanstaki diğer konuşmacılar da listesinde olabiliri. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن أي من المتحدثين الآخرين في ذلك المؤتمر يمكن أن يكون القادم |
Yakın zamanlara kadar ne zaman uluslararası bir konferans veya festivale katılsam, oradaki en keyifsiz konuşmacılardan biri ben oluyordum. | TED | فحتى وقت قريب، أينما شاركت في مؤتمر دولي أو مهرجان، أكون عادةً واحدةً من المتحدثين الأكثر اكتئابًا. |
Bunun yerine ben oranın adını Pennsylvania'nın Skolastik Sözcüleri olarak koydum. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك, دعوت المتحدثين الدراسيين " في ولاية " بينسلفانيا |
İlk konuşmacımız Profesör Jytte Hansen,.. ...Kopenhag Üniversitesinden bir sosyolog. | Open Subtitles | واول المتحدثين عالمة الاجتماع ييتي هانسن |
Buradaki pek çok konuşmacı ve seyirciler arasındaki pek çoğunuz, o yaratıcı kısma sahipsiniz, neden bahsettimi biliyorsanız. | TED | الكثير من المتحدثين هنا، الكثير منكم في الجمهور، لديه تلك الميزة الإبداعية، إن كنتم تعرفون ما أتحدث عنه. |
Önceden dinlediğiniz konuşmacıların hedeflerini paylaşıyorum. | TED | انا أشارك ذات الاهداف التي تحدث عنها المتحدثين من قبلي |
Bu dilleri konuşan insanlar sayı saymıyor ve bir şeyin tam miktarını takip etmede zorluk yaşıyorlar. | TED | حقيقةً، الأشخاص المتحدثين بهذه اللغات لا يقومون بالعد، ولديهم مشكلة في تتبع الكميات بدقة. |
Her iki tarafı da eğitir, daha iyi anlamayı sağlar, güçlü ve zayıf yönleri ortaya çıkarır, ve evet daha önceki bazı konuşmacılar gibi, paylaşılan hassasiyetler güvene vesile olur, ve bu süreç daha sonra normalleşmenin bir parçası haline gelir. | TED | انها تعليم ذاتي لكلا الطرفين، تمكن من فهم افضل تكشف نقاط القوه والضعف، و نعم، مثل بعض المتحدثين سابقا، مشاركه الضعف يؤدي الى الثقه، و تصبح، هذه العمليه، جزء من العوده للطبيعه. |
Şu anda hissettiğim şey şu ki Diğer konuşmacılar sanırım benim söylemek istediklerimin hepsini zaten söylediler. | TED | تايلور ديوار : الطريقة التي اشعر بها الآن هي ان جميع المتحدثين الآخرين قالوا بالضبط ما اردت قوله . |
Biliyorsunuz, TEDTalks (TEDKonuşmaları) başladıktan bir süre sonra, şunu fark ettik ki konuşmacılar artık daha çok hazırlanıyorlardı konuşmalarına. | TED | فكما تعلمون مذ بدأ مؤتمر تيد في نشر محادثات متحدثيه على الانترنت لاحظنا ان المتحدثين قد أخذوا يقضون وقتاً اطول في التحضير لمحادثاتهم |
Ya da son olarak, bi sonraki konuşmacılar, insanların küresel olarak wiki'lere [imece bilgi topluluklarının] katkıda bulunabileceği, fotoğraflayabileceği, ya da seçimleri gözlemleyebileceklerinden, ve bu bilgileri bizim bir araya getirerek sosyal olay ve olguları anlamamızı sağlayacak şekilde nasıl paylaşabileceklerinden bahsedecekler. | TED | أو يمكن أن يكون أكثر نشاطاً بشكل كامل مثل ما أعرف المتحدثين اللاحقين سيتحدثون عنه اليوم حيث يمكن أن يشارك الناس عالمياً في الموسوعات أو التصوير ، أو مراقبة الإنتخابات و رفع المعلومات بطريقة يمكننا جمعها لفهم العمليات الاجتماعية و الظواهر الإجتماعية |
Sadece konferansta değilmiş, aynı zamanda konuşmacılardan biriymiş. | Open Subtitles | لم يكُن في المؤتمر فحسب كان واحداً من المتحدثين |
Korkarım ki ben TED sunumlarında karşılaşmayacağınızı umduğunuz konuşmacılardan biriyim. | TED | أخشى أنني أحد أولئك المتحدثين الذين تتمنون أن لا تصادفوهم في TED. |
NN: Hayır, fakat Ed Boyden ile takılıyordum ve burada olan konuşmacılardan biri ile takılıyordum, Hugh Herr ve birkaç kişi daha. | TED | نيكولاس: لا، لكني أرافق إد بويدن ومع واحد من المتحدثين بـ TED الحاضر هنا، وهناك العديد من الأشخاص. |
Bunun yerine ben oranın adını Pennsylvania'nın Skolastik Sözcüleri olarak koydum. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك , دعوت المتحدثين الدراسيين " في ولاية " بينسلفانيا |
İlk konuşmacımız Boris Worm kendisi son yıllarda fitoplankton sayısındaki düşüşle ilgili çok sayıda önemli ve tartışmalı makale yayınladı. | Open Subtitles | أول المتحدثين هو بوريس وورم، وقال انه تم نشر عدد من المهم والأوراق المثيرة للجدل في السنوات الأخيرة |
Konuşma anlam kazanmak için ruh hâli ve vurgulamadan faydalandığı için yapısı genellikle daha esnek, konuşmacı ve dinleyicinin ihtiyaçlarına göre değişiklik gösteriyor. | TED | ولأن التحدث يستخدم المزاج وحِدة الصوت في المعنى وتركيبه عادة أكثر مرونة. لتلائم احتياجات المتحدثين والمستمعين |
Aslında birkaç konuşmacı vardı. | Open Subtitles | كان هنالك العديد من المتحدثين في الواقع. |
Ve büyük ölçekte, -- konuşmacıların bir kısmı sağlığın bile özelleştirilmesi gerektiği çıkarımına vardı. | TED | وعلى المستوى الجزئي، بعض المتحدثين قد نفذوا إلى أنه حتى القطاع الصحي يجب أن يتم خصخصته. |
Tartışmalı ve saldırgan görüşleri anlayarak konuşmacıların kendileriyle olmasa da cezbedecekleri ya da fikirlerini aşılayacakları dinleyicilerle görüş birliğine ulaşacağımıza inanıyorum. | TED | خلال تعاملي مع الأفكار المثيرة للجدل والمهينة، أدركت أن بإمكاننا إيجاد حل وسط، إن لم يكن مع المتحدثين نفسهم، إذاً مع المستمعين الذين يمكن اجتذابهم وتلقينهم هذه الأفكار. |
Değişik diller konuşan insanların nasıl farklı düşündüklerini anlattım, ama tabii bu konu başka yerdeki insanların nasıl düşündüğü hakkında değil. | TED | لقد أخبرتكم أن المتحدثين للغات مختلفة يفكرون بطريقة مختلفة، لكن بالطبع، ذلك ليس بخصوص تفكير الناس في مكان آخر. |