Tesla, Almanya'da ve zannediyorum aynı şekilde Fransa'da da, alternatif akım motorunun üretimini sağlayamamış ve bu sebeple Amerika'ya gelmişti. | Open Subtitles | جاء تيسلا الي امريكا لانه حاول ان ينتج محرك التيار المتردد في ألمانيا وفي فرنسا ايضا , لكنه لم يفلح |
Edison'un ortaklarından biri alternatif akımın, suçluların idamında kullanılabileceğini öne sürdü. | Open Subtitles | بعض شركاء أديسون اقترحوا استخدام التيار المتردد كطريقة لقتل المحكومي بالاعدام |
MT: Onun en büyük fikri alternatif akımdı. | TED | م.ت: فكرته العظيمة كانت التيار المتردد. |
Gerilimi yükselterek ve alçaltarak AC, bu mesafe sorununu çözebilirdi. | Open Subtitles | مع تخفيض الفولت ورفعه التيار المتردد قد حل مشكله المسافه |
Şüpheyle dolu zihnini neden özgür bırakamıyorum | Open Subtitles | لم لا أستطيع تحرير عقلك المتردد |
Onlar acil durum ışığı. alternatif akımla çalışır. | Open Subtitles | هذا في حالة الطوارئ, انها تعمل على التيار المتردد كالاشارات |
An itibariyle ilginize sunmaktan memnuniyet duyacağım husus yeni geliştirdiğim ve alternatif akım ile mükemmel bir şekilde uyum sağlayacağından kesinlikle şüphe duymadığım bu motordur. | Open Subtitles | الموضوع الذي اعلم انه جذب انتباهكم هو محرك غير مألوف انا متأكد أنه سيؤسس لفعالية التيار المتردد |
Tesla'nın laboratuvarını ziyaret etmiş ve derhâl, alternatif akım ile ilgili patentlerin tamamı için Tesla'ya bir milyon dolarlık bir teklifte bulunmuştu. | Open Subtitles | قام بزيارة معمل تيسلا , وعلي الفور عرض عليه شراء كل براءات الاختراع الخاصه بالتيار المتردد مقابل مليون دولار امريكي |
Kişisel dileğim, alternatif akım kullanımının tamamıyla yasaklanması olacaktır. | Open Subtitles | رغبتي الشخصيه هي ان امنع تماما استخدام التيار المتردد |
Edison çalışanları, düzenledikleri gösterilerde hayvanları elektrik akımı ile öldürüyor ve halka, alternatif akımın risklerini kanıtlamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | موظفي أديسون بدأوا بعرض مخاطر التيار المتردد عن طريق صعق الحيوانات امام العامه |
Komisyonun tüm üyelerine birer elektrik kablosu göndererek, "alternatif akımın devasa hatalarından kaçınacağınız konusunda sizlere güveniyorum." der. | Open Subtitles | وكان قد أرسل برقيه لكل اعضاء اللجنه قائلا فيها لا ترتكبوا خطأ استخدام التيار المتردد |
Fakat bu durum, Lord Kelvin'in Şikago Sergisi'ne katılması ve işler haldeki alternatif akım sistemini görmesiyle tamamen değişmişti. | Open Subtitles | لكن ذلك تغير بشكل درامي حين حضر اللورد كالفين معرض شيكاغو ورأي التيار المتردد يعمل |
alternatif akımın başarısına rağmen, Westinghouse'un şirket kaynaklarının genişletilmesi konusunda aşırıya kaçışı şirketi bir takım maddi güçlükler ile karşı karşıya getirmişti. | Open Subtitles | علي الرغم من نجاح التيار المتردد كان ويستنجهاوس قد بالغ في توسيع اعمال شركته وصولا الي صعوبات ماليه حاده |
Bir yıl sonra, Tesla'nın temel alternatif akım patentlerinin süresi dolmuştu. | Open Subtitles | بعد عام , براءات اختراع تيسلا الخاصه بالتيار المتردد كانت قد انتهت صلاحياتها |
Afganistan'da bir mühendislik firmasına gidip firmanın müdürüne AC ve DC akımlar arasındaki farkı anlattı. | TED | ذهبت بالفعل وتحدثت إلى قسم هندسة في أفغانستان وقالت لرئيسه الفرق بين التيار المتردد والتيار المستمر |
Burada, AC motor fikri aklından hiç çıkmaz olmuştu. | Open Subtitles | هنا فكرته عن محرك التيار المتردد بدأت تلاحقه |
Fakat çalışan bir AC motor, o güne kadar hiç olmamıştı. | Open Subtitles | لكن المحرك الذي يعمل بالتيار المتردد لم يكن موجودا |
Şüpheyle dolu zihnini neden özgür bırakamıyorum | Open Subtitles | لم لا أستطيع تحرير عقلك المتردد |