Motorlu testere. Havada uçan vücut parçaları. Kan. | Open Subtitles | ذلك المنشار المسلسل، وأعضاء الجسم المتطايرة.. |
Sanırım bu testi uçan boyalarla geçeceksin. | Open Subtitles | ظننتك أنك ستجتاز الإمتحان ببعض الألوان المتطايرة |
Havada uçan pek çok kurşun. | Open Subtitles | الكثير من الرصاصات المتطايرة. |
Örneğin, uçucu organik bileşikler okullarımızda, evlerimizde ve işyerlerimizde bulunan kimyasal kirleticilerdir. | TED | على سبيل المثال,تعتبر المركبات العضوية المتطايرة ملوثات كيميائية .توجد في المدارس و المنازل و أماكن العمل |
Bunlara uçucu organik bileşenler denir ve yüzlerce hatta binlercesini her nefes verişimizde serbest bırakıyoruz. | TED | وتسمى بالمركبات العضوية المتطايرة ونقوم بإخراج المئات بل الآلاف منها في كل مرة نقوم بعملية الزفير |
Nefesimizdeki bu uçucu organik bileşenlerin analizine nefes analizi denir. | TED | وتحليل هذه المركبات العضوية المتطايرة الموجودة في نفسنا تسمى بعملية تحليل النفس |
Esas gerekli kısım nefesteki uçucu organik maddeleri tespit eden sensör cihazıdır. | TED | الجزء المهم هو جهاز الاستشعار الذي يقوم بالكشف عن المركبات العضوية المتطايرة في نفسنا |
Verdiğimiz nefes ve içerisindeki uçucu organik bileşenler fizyolojik durumumuz hakkında çok büyük miktarda bilgi taşıyor. | TED | نَفسنا وخليط المركبات المتطايرة الذي نخرجه في عملية الزفير، يحمل كمّ معلومات هائل عن حالتنا الجسدية. |