Bunlar aşırı enerji harcandıktan sonra görülen sonuçlardır. | Open Subtitles | كلّ هذه الأعراض ثابتة بالعمل والإنسحاب المتطرّف. |
Damarlarında aşırı genişleme var. | Open Subtitles | نحن عندنا نوع من الحدث الوعائي المتطرّف هنا. |
Adama, insanların aşırı stres altındayken yaptıkları bu et yeme işlemleri hakkında geniş bir araştırma yaptığımı söyledim. | Open Subtitles | أخبرت ذلك الرجل بأنّني أنتهيت من كلّ هذا البحث الشامل على الناس الذين يأكلون اللحم تحت الإجهاد المتطرّف |
Risin şeridiyle ilgilenirken, aşırı dikkatli davranmak gerekir. | Open Subtitles | عندما معالجة شريط الرايسين، إشتغل بالحذر المتطرّف. |
Örneğin, geçen sene, 9 milyon web sitesi için eşik bekçisi olan bir şirketin CEO'su halktan gelen baskılar sonucunda, yönettiği sitelerden bir tanesini, aşırı sağ bir sayfayı durdurmaya karar verdi. | TED | في السّنةِ الماضية على سبيلِ المثال، وتحت ضغوط بعض العامّة قررَّ المدير التنفيذيّ لإحدى الشّركات والتي تقومُ بدور بوابة لتسعةِ ملايين موقع، حظر موقعٍ لليمين المتطرّف كانت تستضفيه الشّركة. |
- aşırı soğuya maruz kalmış. - Hayır! | Open Subtitles | - هو يعاني من إنخفاض درجة الحرارة المتطرّف. |
- aşırı soğuğa maruz kalmış. - Hayır! | Open Subtitles | - هو يعاني من إنخفاض درجة الحرارة المتطرّف. |
Bu davadaki şüpheli veya senin fikrine göre kurban olan kişi hakkında görüşlerin aşırı uçuk. | Open Subtitles | الترشيد المتطرّف. إثبات هويتك الشخصية بالضحيّة - ، أو في هذه الحالة، المشتبه به. |
- aşırı şiddet gibi. | Open Subtitles | - أفعال مستوية من العنف المتطرّف. |