Kesin olarak bildiğim tek şey, ikinizin de kanun dışı isyandan Fedakârlık'a düzenlenen saldırının komplosunu kurmaktan arandığınız. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أن كلاكما مطلوبان من أجل جريمة التمرّد والتخابر، في الهجوم على المتطوّعين. |
Cesur dostlarınızla birlikte Fedakârlık'a saldırı komplosu kurmakla suçlanıyorsun. | Open Subtitles | لقد اتّهمت بأنك تتآمر مع أتباعك من الشجعان في الهجوم على المتطوّعين. |
Yani Cesur arkadaşlarınızdan veya Fedakârlık'tan kimseye zarar vermediniz mi? | Open Subtitles | إذًا أنتي لم تؤذي أي من رفاقك الشجعان أو المتطوّعين ؟ |
Kimse senin itfaiyeci olduğuna inanmaz. gönüllüler bile saçını kestiriyor. | Open Subtitles | لن يصدق أحد أنّك إطفائيّ، حتّى المتطوّعين يقصّون شعرهم. |
Aralarında tecrübeli olanları ayıracağım, gönüllüler arasında bir düzen kuralım.. | Open Subtitles | "سنبحث عن محاربين خبراء بينهم، ونقيم نظامًا بين المتطوّعين" |
gönüllüler hayatlarını feda ediyorlardı. | Open Subtitles | اعتاد الناس العيش في (فيتنام)0 ولم ينفكّ المزيد من المتطوّعين يجنّدون أنفسهم للموت |
Caleb, Fedakârlık'ta bir şey kalmadı. | Open Subtitles | يا (كيليب)، لا يوجد شيئًا لدى المتطوّعين. |
Tobias Eaton, mahkeme sona erdi ve Fedakârlık'a yapılan saldırıdan aklandınız. | Open Subtitles | يا (توبايس إيتان)، هذه المحاكمة انتهت وأنت لم تقترف هذا الذنب وهو الهجوم على المتطوّعين. |
Fedakârlık simülasyonu tamamlandı. | Open Subtitles | "اكتملت عملية محاكاة المتطوّعين" |