Flaşlı fotoğraf çekiminin ilk yıllarında kullanılan patlayıcı bir kimyasal bileşim. | Open Subtitles | خليط من الكيماويات المتفجرة كان يستخدم في التجارب الأولى للتصوير الفوتواغرفي |
Ama 80 litre patlayıcı sıvıyı nasıl kamufle edersin ki? | Open Subtitles | حسنا كيف سوف تخفى 20 جالون من السوائل المتفجرة ؟ |
Aslında, 58 den fazla ülkede hâlâ her türden patlayıcı kirliliği var. | TED | في الواقع، هناك أكثر من 58 دولة لا تزالُ مزروعة بنوع من الأجهزة المتفجرة. |
Işıkların zaman içinde nasıl değiştiğini ve astronomik ışıkların rengini inceleyerek patlayan yıldızların doğası hakkında fikir sahibi oluyorum. | TED | من خلال دراسة كيف يتغير الضوء مع الوقت ولون الأضواء الفلكية، قد تكونت لدي فكرة حول طبيعة النجوم المتفجرة. |
Buhar bulutlarından, kaynayan denizlerden ve patlayan volkanlardan başka bir şeyin olmadığı. | Open Subtitles | لا شئ بخلاف السحاب و البخار البحار التي تغلي و البراكين المتفجرة |
Uyarımı yapayım dur. Bir daha bomba falan görmek istemiyorum etrafta. | Open Subtitles | دعني أحذرك لا أوّد رؤيه المزيد من الأشياء المتفجرة وما شابه |
patlayıcı madde veya hassa kimyasallarla çalışan insanlara, dinamit fabrikasındakiler mesela. | Open Subtitles | الذين يتناولون الكيماويات أو المواد المتفجرة للرجال فى مصانع الديناميت |
Bunun patlayıcı gücünü anlıyor musunuz? | Open Subtitles | أنت من بين كل الناس تدرك القوة المتفجرة منها. |
Tüm Avrupa güçleri, yeni toplar, makineli tüfekler, patlayıcı mermiler stokluyordu. | Open Subtitles | كانت كل القوى الأوروبية تخزن المدفعية الجديدة والأسلحة الرشاشة الآلية ، والقذائف المتفجرة |
Farklı posta ofisi, aynı tür patlayıcı. | Open Subtitles | مكتب البريد مختلف نفس نوع المادة المتفجرة |
Çocuk, patlayıcı etiketlerle saldırıyı savuşturabildi. | Open Subtitles | تلك الفتاة استطاعت المراوغة بخدعة الاوراق المتفجرة |
Her şeye rağmen, tüm vücudunun patlayıcı kâğıtlarla kaplı olduğu söyleniyordu. | Open Subtitles | لقد قيل أن جسده كان بالكامل مغطى بالأوراق المتفجرة |
Anlıyorum. patlayıcı notlar böyle yanık izleri bırakmazlar. | Open Subtitles | فهمت.الأوراق المتفجرة لن تترك علامات محترقة مثل هذه |
Astrofizikçiler için ne kadar üzücü olsa da patlayan yıldızların merkezinde gözlenen bu durum laboratuvar ortamında canlandırılamaz. | TED | لذلك، وللأسف، من وجهة نظر عالم فيزياء فلكية، الظروف في مراكز النجوم المتفجرة هذه لا يمكن إعادة تركيبها في مختبر ما. |
Yanında TNT patlayan horoz kümesin dışında tüylerini toplarken ne demiş? | Open Subtitles | ماذا قال الديك عندما انفجر بالمادة المتفجرة و هو يلتقط ريشه من أمام الحظيرة؟ |
Aslında, demirden daha ağır tüm elementleri doğrudan veya dolaylı olarak patlayan yıldızlar üretti. | Open Subtitles | كل العناصر الأثقل من الحديد هي مصنوعه بطريقه مباشرة أو غير مباشره من النجوم المتفجرة |
bomba ekibinden patlayıcının türünü öğrenin. | Open Subtitles | ومن فرقة القنابل والمتفجرات أريدالمادة المتفجرة |
bomba bina yıkımında kullanılan bir patlayıcıymış. | Open Subtitles | المادة المتفجرة هي داي اكس تستخدم في التدمير |
- İşimizi görecek kadar. "dinamit Düşes'in Günlüğü"nü yazmak için patlayıcılar hakkında her şeyi öğrendim. | Open Subtitles | لدى خبرة كبيرة عن المتفجرات من مذكرات الدوقة المتفجرة |
Görevimiz TNT'yi ve sezyumu ele geçirip liderleri ortadan kaldırmak. | Open Subtitles | مهمتنا هي تأمين المواد المتفجرة و السيزيوم والقضاء على قيادتهم. |
O tür bir alanda bu patlayıcıların birinin yaratacağı hava basıncı herkesi anında öldürecektir. | Open Subtitles | ضغط الهواء الموَلَّد من واحدة فقط من تِلْكُمُ المواد المتفجرة في فراغ مثل ذلك ـ ـ ـ |
Bu... benim patlatma çubuğum! | Open Subtitles | هذه عصاي المتفجرة |
Olası anlık patlayıcılardan ve pusulardan kaçınmanın en iyi yoludur. | Open Subtitles | أفضل طريقة لتفادي الأجهزة المتفجرة و الكمائن |