Hala, babamı, sık sık çıktığı iş gezilerinden dönüşlerinde nasıl karşıladığımızı hatırlarım. | Open Subtitles | أتذكر عندما يرجع ابي للبيت من العديد من سفرياته المتكررة لأعمال التجارية |
Aynı zamanda, piyano çok sessiz olduğu için bastaki sık sık tekrarlayan gürüldemeleri düzeltmek zorundaydı. | TED | ولكن بسبب أن البيانو كان هادئا جداً ، فقد قام بوضع أصوات هادرة من الجمل الموسيقية المتكررة في الإيقاع. |
Ama ölümünü inceleyecek kadar ciddi ceğil... hem de ailesinin Tekrarlanan isteklerine rağmen. | Open Subtitles | لكن ليس بجديّة كافية للمحاسبة في أمر موته بالنظر للطلبات المتكررة من عائلته. |
Asil kaygi verici noktaya gelelim: Tekrarlanan beyin sarsintilarinin uzun vadedeki etkilerini tam olarak bilmiyoruz. | TED | وتكمن المشكلة الحقيقة .. اننا لا نعي حتى الان الاخطار بعيدة المدى للاصابات المتكررة على الدماغ |
Bu tekrarlayan ya da periyodik hareket, dalgaların karakteristiğidir. | TED | هذه الحركة المتكررة أو الدورية هي من خصائص الموجات. |
Büyük Britanya Kralı'nın yönetim devresi, ardı arkası kesilmeyen haksızlıkların ve sürekli baskıların çağı olmuştur. | Open Subtitles | تأريخ الملك الحالي تأريخ الأصابات المتكررة |
tekrar ünitelerinin uzunluk olarak değiştiğini görebilirsiniz. Ayrıca dizilim olarak da değişirler. | TED | يمكنك ملاحظة ان الوحدات المتكررة تختلف في الطول, وتختلف في التسلسل ايضاً |
sık sorulan soruları yanıtlamak için birkaç dakikanızı alacağım. | TED | أود أخذ بعض الدقائق والإجابة على بعض أسئلتكم المتكررة. |
Üçüncü ve son numara: Küçük ve sık alışverişlerinizi kontrol altına alın. | TED | الحيلة الثالثة والأخيرة: التعامل مع المشتريات الصغيرة المتكررة. |
Neredeyse her gün yaptığımız sık bir harcama ve asla iyiye gitmiyor. | TED | إنها من الأشياء المتكررة التي نفعلها كل يوم تقريبا، والتي يحكمها ألف من التخفيضات. |
Her bir numune bize 50.000 veri göstergesi sağlıyor ve Tekrarlanan ölçümlerle, bin numune. | TED | وكل عينة تعطينا مايقارب الـ 50,000 نقطة معلوماتية ومع العمليات المتكررة ، لكل ألف عينة. |
Dahası, Tekrarlanan şekilleri kuramsallaştırırız ve onları tanırız. | TED | ماذا أيضا، سنجرد الأنماط المتكررة و نتعرف عليها |
Tekrarlanan fiziksel taciz, bilmemesi gereken şeyler. | Open Subtitles | الإساءة الجسدية المتكررة المعرفة التي من المفترض انه لا يعرفها |
Koca motorun çıkardığı cılız vızıltı ve tekrarlayan iğne sesleri bana rahatlatıcı gelirdi. | TED | وكانت أصوات الدندنة المنخفضة الصادرة من المحرك الضخم والخياطة المتكررة تريحني. |
Benim tekrarlayan rüyalar benim uyanık ömrünü etkileyebilir izin verirseniz, ben çok daha az böyle muhteşem bir duş atmak, yataktan kalkmak asla. | Open Subtitles | إذا تركت أحلامي المتكررة تؤثّر على حياتي فلن أخرج من السرير ، و أقيم حفلات رائعة كهذه |
Yunanlılar volkanın neden sürekli lav püskürttüğünü açıklayabilmek için bu efsaneyi kullandılar. | Open Subtitles | استخدم اليونان الأسطورة كتفسير للحمم البركانية المتكررة بالبركان |
Tahmin edeyim, sürekli yaptığı iş seyahatleri Amerika dostlarını eğitmek için değildi. | Open Subtitles | دعني أخمن، إذن رحلاته المتكررة للعمل لم تكن لتدريب حلفاء الأمريكيين؟ |
tekrar eden sayı ya da rakamları da sayarsak, 48. | Open Subtitles | حسناً, المجموع هو 48 إذا حسبتَ الحروف و الأرقام المتكررة |
oluyor. Ve yine de, muhbirlerle konuştuğunuzda, tekrar eden bir şekilde duyduğum şey gurur. | TED | و مع ذلك، عندما أتحدث إلى كاشفوا الفساد، النبرة المتكررة التي أسمعها هي الفخر. |
Bu yönteme göre sayılar, ard arda gelen tekrarlı şekillerle temsil ediliyordu. | TED | وهي أساليب لتمثيل الأرقام باستخدام الرموز المتكررة. |
- Mesih olduğu iddiasıyla yinelenen küfür yüzünden öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قتل للأحداث المتكررة للمطالبة بأن يكون المسيح |