Ama çocuk yaştaki suç ortağı Malcolm Davidson sadece birkaç ay yatmış. | Open Subtitles | هو ما زالَ خلف قضبان لكن المتواطئ الحدث، مالكولم ديفيدسن، خَدمتْ فقط بضعة شهور. |
Ve benden onun suç ortağı olmamı istedi. Buna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | ويريدون مني لعب دور الخسيس المتواطئ هل تصدقان؟ |
Olaydaki sır psikokinetik enerji değil, ...onun suç ortağı. | Open Subtitles | الغموض ليس في تلك الطاقة النفسية انه المتواطئ معها |
İşbirlikçi eski kocam şehre gelip kızımı ve kızımın kreasyonunu benden çalıyor. | Open Subtitles | و زوجي السابق المتواطئ يأتي إلى المدينة و يسرق أبنتي و عرض أزياء أبنتي مني |
Ve seni, seni gidi işbirlikçi pezevenk, onu bu işin her parçasına bulaştırmışsın. | Open Subtitles | أيها المتواطئ القواد ساعدتها في كل شيء |
Seni işbirlikçi köpek. | Open Subtitles | أيها الحثالة المتواطئ |
suç ortağı niteliğindeki sessizliğimizi bozmak ve birbirimize meydan okumak için, kadınların karşısında değil, yanında yer almak için daha çok babayiğite, cesaret, güç ve ahlaki dürüstlüğe sahip daha çok erkeğe ihtiyacımız var. | TED | ونحن بحاجة إلى المزيد من الرجال ذوي الجرأة، ذوي الشجاعة، ذوي القوة، ذوي النزاهة الإخلاقية لكسر صمتنا المتواطئ وتحدي بعضهم البعض والوقوف مع النساء وليس ضدهن. |
Mack, bahsettiğin suç ortağı bu mu? | Open Subtitles | ماك , هل هذا المتواطئ الذي ذكرته ؟ |
Bir dakika. Onun suç ortağı Epping. | Open Subtitles | .الان, انتظر, "ايبينج" هو المتواطئ |
Dişsiz suç ortağı. | Open Subtitles | المتواطئ الذي ينقصه سن |
Görüntüyü Amanda'nın suç ortağı ile yeniden değiştir. | Open Subtitles | (لنقلب تلفيق (أماندا على المتواطئ معها |