| Bu yüzden, çatının çökmesini önlemek için taş ocağı işçileri bu el yapımı sütunu buraya koymuş. | Open Subtitles | (چيلتوما-مؤلفكتاب(أطلسماتحتباريس لهذا بني عمال المحاجر هذا العمود بأيديهم كي لا يسقط السقف علي رؤوسهم |
| Phil Bickel, 703 taş ocağı çalışanı. | Open Subtitles | فيل بيكل) , عمّال المحاجر 703) |
| Paris'in derinliklerinde yer alan eski taş ocaklarından oluşan bir ağ yüzlerce kilometrelik tünellerle birbirlerine bağlanmıştır. | Open Subtitles | تقع تحت باريس شبكة قديمة من المحاجر تتصل بمئات الكيلومترات من الأنفاق المتصلة |
| O dönemde yukarıda inşa edilen evler bunun gibi taş ocaklarından çıkarılan kireçtaşını içeriyordu. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كانت المباني التي تبني بالأعلي احتوت علي حجر جيري جُلب من هذه المحاجر |
| Seni taş ocağına kadar takip etmemizi istiyordun. | Open Subtitles | أنت كنت تعتزم على جعلنا نتتبّعك إلى المحاجر |
| Hayır, taş ocakları konusunda Orada mutlaka taş vardır | Open Subtitles | لا ، عن المحاجر هناك يجب أن تكون الأحجار كثيرة |
| Sürekli olarak kireç taşı ocakları olarak kazılmışlardı ve 18 inci yüzyılda bazı ocakların çökmesi güvenlik tehlikesi yarattı ve bu yüzden hükümet mevcut olan ocakların sağlamlaştırılmasını emretti ve ortamı gözlemek ve haritasını yapmak için yeni gözleme tünelleri kazılmasını. | TED | كانوا يحفرون بصفة مستمرة كمحاجر للحجر الجيري وبحلول القرن الثامن عشر، إنهيارات بعض هذه المحاجر شكل مخاطر للسلامة لذا أمرت الحكومة بتدعيم المحاجر الموجودة وحفر أنفاق مراقبة جديدة لمراقبة ووضع خريطة للمكان. |
| Taş ocağı tozu gibi. | Open Subtitles | مثل, غبار المحاجر . |
| Taş ocağı Ödülleri mi deniyor? | Open Subtitles | هل إسمها جوائز "المحاجر"؟ |
| Şimdi de, Nil'in yukarısındaki çok uzak maden ocaklarından piramidin dış kaplaması için daha ince taşlar getiriliyor. | Open Subtitles | والآن أيضآ, الحجر الآفضل المستخدم فى الطبقة الخارجية للهرم... يتمأحضارهامن المحاجر... البعيدة من جنوب النيل ... |
| Maden ocaklarından, Nil'in kıyısına kadar taşları çölün içinden geçerek çektiler. | Open Subtitles | من المحاجر, قاموا بسحب الحجارة عبر الصحراء ... حتى ضفاف النيل... . |
| Yazlan birlikte Montrose yakınındaki şu taş ocağına giderdik. | Open Subtitles | ذلك الصيف حين ذهبنا قرب المحاجر في "مونتريس." |
| "Yalan söylüyorsam beni taş ocağına götürün." olurdu. | Open Subtitles | "إن كنت أكذب، أرسلوني إلى المحاجر." |
| Paris'in altındaki taş ocakları Orta Çağ'dan beri kullanılmaktaydı. | Open Subtitles | بدأ الناس بحفر المحاجر تحت باريس في العصور الوسطي |
| Parklar -- parklara dönüşen eski maden ocakları. | TED | المنتزهات -- المحاجر القديمة التي تحولت إلى منتزهات. |
| ve yakındaki maden ocakları neredeyse tükendiği için taşlar daha uzak bir mesafeden getirilmeli. | Open Subtitles | وبسبب قربنا من القمة المحاجر قاربت على الاستنفاذ... وبالتالى يجب... أحضارها من مسافة أبعد. |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 