Lanet olsun, bu protestocular bunun neye doğru gittiğini bilmiyorlar mı? | Open Subtitles | اللعنه ، الايعرف هؤلاء المحتجون الى اي منحى يتوجه هذا ؟ |
1968 başkanlık seçimi için politikacılar, protestocular... ve polis Şikago'ya yığıldı bugün. | Open Subtitles | السياسيون,المحتجون والشرطة كلهم هنا في شيكاغو لانتخابات الرئاسة لعام 1968 |
Dün geceki miting çirkinleştikten ve protestocular polisle çatıştıktan sonra polis alaca karanlıktan şafağa kadar sokağa çıkma yasağı olduğunu duyurdu. | Open Subtitles | بعدما ادير اجتماع ليلة امس بطريقة قبيحة واشتبك المحتجون مع الشرطة أعلنت الشرطة حظر التجوال |
protestocular, bu filmin yapımında dönen politik tartışmaları da herkesin gözleri önüne serdi. | Open Subtitles | المحتجون ظهروا أيضاً لتذكير الجميع بالجدل السياسي المحيط بصناعة هذا الفيلم |
Protestolar Tahrir Meydanı'ndan yayılmaya mı başladı? | Open Subtitles | والآن المحتجون ينتشرون خارج ميدان التحرير؟ |
Ziyaretçiler şehirde dolaşıyor ve protestocular çok sinirli. | Open Subtitles | الزوار يتجولون في المدينة و المحتجون بالغوا الغضب. |
Başta, protestocular sandım ama o küçük taşkınlık sadece bir anlık görüntüydü. | Open Subtitles | أعرف في البداية ، اعتقدت انهم المحتجون و لكن هذا الغضب الصغير كان مجرد مشهد |
Dışarıdaki protestocular sinirlerimi bozuyor. | Open Subtitles | هؤلاء المحتجون بالخارج يجعلونني فاقد الأعصاب |
protestocular, bu filmin yapımında dönen politik tartışmaları da herkesin gözleri önüne serdi. | Open Subtitles | المحتجون ظهروا أيضاً لتذكير الجميع بالجدل السياسي المحيط بصناعة هذا الفيلم |
Sizin endüstriniz için piyasa hiç bu kadar iyi olmamıştı, nükleer santrallerden yayılan radyasyon zehirlenmesi yüzünden bütün protestocular yürüyüş yapıyorlar. | Open Subtitles | الوقت لم يكن بالسابق أفضل من الآن بالنسبة لتخصصكم الآن كل المحتجون الذين يقفون أمام جميع المعامل النووية قد ماتوا من التسمم الإشعاعي |
protestocular birden, ikiye düştü. | Open Subtitles | نقص عدد المحتجون من اثنين الى واحد |
Dışarıda anarşi var, Leanne. Bu protestocular, çocuklarını geri istiyorlar. | Open Subtitles | تعم الفوضى بالخارج يا (ليان) يريد المحتجون أن يستعيدوا أولادهم |
Homer, bu değerli sanat eserlerini Beyaz Sarayın dışına çıkartmam lazım ama bu protestocular yolumu kapıyor. | Open Subtitles | هومر) يجب أن أسرق هذه الأغراض الغالية الثمن وأخرجها من) البيت الأبيض لكن لا أستطيع الوصول لسيارتي بسبب هؤلاء المحتجون |
Bugün Washington'da, protestocular, yükselen yiyecek fiyatlarının indirilmesini istedi. | Open Subtitles | في (واشنطن) اليوم، طالب المحتجون بوضع حدٍ لارتفاع أسعار المواد الغذائية |
Peki gerçek protestocular nerede? | Open Subtitles | و أين هم المحتجون الفعليون ؟ |
O zamandan beri, her gün... ofisinizin kapısında... hükümetin sizin tesislerinize erişmesiyle... ilgili Protestolar oldu. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين يقف المحتجون خارج مكتبك كل يوم ويتزايد الضغط للسماح للحكومة الدخول إلى منشآتكم |