Avusturya, işgal altındaki Çekoslovakya ve Almanya'daki Yahudiler Doğu'ya gönderilecekti. | Open Subtitles | ، أن كلّ اليهود من ألمانيا ، النمسا والأراضي التشيكية المحتلّة يجب أن ينقلوا شرقاً |
Ancak açlık öncelikle işgal bölgelerinde bir sorun. | Open Subtitles | لكن، المجاعة هي المشكلة الأولية في المناطق المحتلّة. |
İşgal altındaki Polonya'nın önemli bir kısmının komutasını üstlenen Hans Frank üst kademe komutanlarına Bans konferansında neler konuşulduğunu açık açık anlatmıştı. | Open Subtitles | لأن "هانز فرانك" النازي الذى أدار جزء من بولندا المحتلّة أخبر كبار مسئوليه عن ماذا كان مؤتمر "فانسييه" فى الحقيقة ؟ |
Ne tuhaf Lagertha sen tahtı gasp eden konumundasın. | Open Subtitles | من الغرابة بمكان أنك أديت دور المحتلّة |
Ne tuhaf Lagertha sen tahtı gasp eden konumundasın. | Open Subtitles | من الغرابة بمكان أنك أديت دور المحتلّة |
Çoğu evlerine geri döndü, Ancak çok azı işsiz ve hiç yardım almadan işgal altındaki Paris'te kaldı. | Open Subtitles | معظمهم أعيد إلى شمال أفريقيا لكن الكثير بقي، كافحوا من أجل تدبير أمور المعيشة في "باريس" المحتلّة. |
İşgal edilmiş topraklar geri alınmıştı. | Open Subtitles | إستـُعيدت الأراضي المحتلّة |