Sizin dergide çıkmıştı bu. Herhalde uydurmadır. | Open Subtitles | تلك كانت فى مجلتك من المحتمل أنك إختلقتيها |
Sizin dergide çıkmıştı bu. Herhalde uydurmadır. | Open Subtitles | تلك كانت فى مجلتك من المحتمل أنك إختلقتيها |
Herhalde karına kanseri de o vermişti. Bunu nasıl yaptın? | Open Subtitles | من المحتمل أنك أصبت زوجتك بالسرطان كيف تفعل هذا؟ |
Ve finansal destek olmadan bir işe başlarsan, büyük ihtimalle o ince ayrımın kötü tarafına gidiyorsun. | TED | و أعتقد أنك لو بدأت مشروعا بدون غطاءا ماليا , فمن المحتمل أنك ستكون على الجانب الخطأ من هذا الخط الرفيع. |
Bir müzenin koridorlarında dolaşırken, büyük ihtimalle tüm koleksiyonun yalnızca yüzde birini görüyorsunuz. | TED | عندما تتجول في صالات المتحف، من المحتمل أنك ترى حوالي واحد في المائة من إجمالي المجموعات. |
Eger eve bir madalya getirseydim, muhtemelen kendi gözyaslarinda bogulurdun... | Open Subtitles | لو عدتُ بميدالية للمنزل فمن المحتمل أنك ستغرقين في دموعك |
Herhalde tarihini bile bilmiyorsundur. | Open Subtitles | ومن المحتمل أنك حتى لا تعرف متى يكون موعده؟ |
Sen Herhalde Büyük Savaşı duymamışsındır. | Open Subtitles | من المحتمل أنك ماسمعت عن الكفاح العظيم |
Herhalde Pegasus'u hatırlamazsın. | Open Subtitles | من المحتمل أنك لا تتذكر بوجسيس |
- Herhalde bütün yaz burnunu kitaplardan kaldırmamışsındır. | Open Subtitles | ؟ من المحتمل أنك قضيت صيفك داخل الكتاب |
Zaten hepsini biliyorsunuzdur Herhalde. | Open Subtitles | من المحتمل أنك على دراية بكل شيء |
- Zaten Herhalde gülersin. | Open Subtitles | من المحتمل أنك ستضحك |
Herhalde arabada unuttun, Thad. | Open Subtitles | من المحتمل أنك تركته في السيارة يا (ثاد) |
Büyük ihtimalle seni neden bıraktığımızı merak ediyorsundur. | Open Subtitles | من المحتمل أنك تَتسائلُ لماذا تخلينا عنك. |
Büyük ihtimalle siz haklısınız,ve bağımsızlığa doğru gideceğiz. | Open Subtitles | من المحتمل أنك على حق، و سنكون نطالب بالإستقلال |
Büyük ihtimalle onları hiç fark etmemişsinizdir çünkü bunlar çok küçük canlılardır. | Open Subtitles | من المحتمل أنك لم تلاحظها لأنها صغيرة جدا |
Büyük ihtimalle ölmeyeceksiniz fakat hayatınızın geri kalanını ciddi şekilde acı çekerek geçireceksiniz. | Open Subtitles | من المحتمل أنك لن تموت و لكنك ستعاني بشكل بالغ لبقية حياتك |
Hayır ve bulamayacak da çünkü sen çaldın ve büyük ihtimalle çoktan imha ettin. | Open Subtitles | لا ، ولن يجدها ، لانك سرقتها ومن المحتمل أنك دمرتها بالفعل |
muhtemelen kedilerin hep 4 ayak üstüne düştüğünü gözlemlemişsinizdir. | TED | من المحتمل أنك قد لاحظت أن القطط تستلقي على أقدامها بشكل دائم تقريباً. |
CA: Yani sen belki ilaç hap değil hücre olabilir derken, muhtemelen kişinin kendi hücrelerinden bahsediyordun. | TED | عندما تقول أن الطب ممكن أن يكون خلية و ليس حبة دوائية، فإنه من المحتمل أنك تتحدث عن الخلايا الخاصة بك. |
Filmi izlerken, izlemediyseniz bile Mars denince muhtemelen ne kadar uzakta ve ırakta olduğunu düşünüyorsunuz. | TED | فخلال مشاهدتك للفيلم، أو حتى إذا لم تشاهده عند التفكير حول المريخ، من المحتمل أنك ستفكّر في بعد المسافة وكم هو بعيد. |