| Bir parça risk alıyordun, değil mi, Lombard? | Open Subtitles | تأخذين جانبا من المخاطره أليس كذلك يا لومبارد |
| Para güzeldi, Fakat risk çok yüksekti. | Open Subtitles | المال كان حقيقي, ولكن المخاطره كبيره جداً |
| Ben riske giriyorum, siz mücevherleri geri alıyorsunuz. | Open Subtitles | أنا أتحمل المخاطره و أنت تسترجع المجوهرات |
| Yani, bir adamı kurtarmak için, sekiz kişinin hayatını riske atmanın mantığı nerede? | Open Subtitles | ما هى الحكمه؟ فى المخاطره بحياة ثمانية أشخاص لمجرد انقاذ شخص واحد؟ |
| Sınır geçme riski almadan davamızı ispatlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكنك إثبات قضيتنا دون المخاطره بعبور الحدود بالقنبله |
| Evlerine geri dönmek isteyenleri ifşa etme riskini göze alamam. | Open Subtitles | لا أستطيع المخاطره بفضح الاشخاص الذين وجدوا طريقهم الى المنزل |
| Ana iletişimimizi bu kulübeden yapacağız. Çiftliği tehlikeye atamayız. | Open Subtitles | سنجعل هذا الكوخ وسيله اتصالنا الرئيسيه . لا يمكننا المخاطره فى المزرعه |
| risk artınca fiyat da artar. Şunu 10 papel yapalım. | Open Subtitles | و لكن عندما تزداد المخاطره يزداد السعر دعنا نجعل السعر 10 دولارات |
| 800 bilet sattık yani risk çok az. | Open Subtitles | لقد بعنا 800 تذكره لذا المخاطره هنا قليله جداً |
| risk büyük. Sana istediğin her şeyi önermeye yetkiliyiz. | Open Subtitles | المخاطره كبيره نحن مفوضين لتقديم كامل التسهيلات لك0 |
| Bak, burada risk alan tek kişi benim. | Open Subtitles | أنا الوحيده هنا التى تتقبل المخاطره .لقد |
| Heyecanı da orada zaten... risk. | Open Subtitles | أعرف هذا هذا ما يجعل الأمر مثير، المخاطره |
| Polisler onlardan olabilir, bu risk alamam. | Open Subtitles | لا يمكننى المخاطره فقد يكون رجال الشرطه مرتشيين |
| Şirketimin bazı bölümlerinde kanunsuz aktiviteler yüzünden şirketin kontrolü riske girdi ve beni alt etmek isteyen davranışlar oldu. | Open Subtitles | بعض العناصر الحمراء من شركتي كانوا متورطين في النشاطات الغير شرعية في محاولة لتكذيبي و المخاطره بتحكم شركتي. |
| Başıma bir şeyler gelebilir. Hannah yalnız kalır o zaman. riske giremem. | Open Subtitles | قد يحدث شىء لي فتصبح هناء وحيده، فلا استطيع المخاطره بذلك |
| Her şeyi riske attığın halde parayı denkleştiremedin. | Open Subtitles | لقد خاطرتِ بكل شيء و لم تحقق شيء يعادل المخاطره |
| Her zaman bişeyler olur ve bu yüzden riski alıp, atlamak gerek | Open Subtitles | شىء من هذا القبيل وعندها يتوجب عليك المخاطره فيصبح المرء عصبيا نوعاً ما |
| stubbs için yasta yaptığımız işin riski hayatı istediği şekilde yaşadı evet, fakat sen ölümü tanıyorsun sevgili eşin veya kızın seni rahatlatmak için döndü mü? | Open Subtitles | حزانى على روح سيد أستيب تلك هى المخاطره التى يمكن ان تقتلكم لقد أختار ان يترك الحياه |
| Marshall'ı felç etme riski olmadan ikisini ayıramayız. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نفصلهما و المخاطره باصابته بالشلل |
| Ona evlenme teklif ederek, onu dul bırakma riskini göze alamam. | Open Subtitles | لا استطيع المخاطره بجعلها ارمله عندما اطلب يدها للزواج |
| Bir kişi yüzünden bütün operasyonu tehlikeye atamazsın. | Open Subtitles | لا يمكن المخاطره بالمجموعه بأكملها . بسبب رجل واحد |
| Asıl hedef Ronnie Brewer dersek niye eve girme riskine girdiler? | Open Subtitles | حسنا, لنفترض أن روني كان الهدف الأساسي لماذا المخاطره بالدخول للمنزل؟ |
| Bu ise tehlikeli, gereksiz ve çok açıkça aptal riskler almanı engellemeyi kapsar. | Open Subtitles | ومن ما يتظمنه أيقافك من أخذ المخاطره الغير ضروريه , والى حد بعيد المخاطره الغبيه |