Yedi kişiden, sadece sen kaldın. Sen seçilmiş olansın. | Open Subtitles | بعيداً عن السبعة، أنتِ الوحيدة المتبقّية أنتِ المختارة |
Hayır, sen demek, sevgili, seçilmiş biri, kılıç üzerinde güce sahip yüzyıllarda ilk. | Open Subtitles | لا ، هذا يعني أنك يا عزيزتي ، المختارة الأولى في القرون لديها قوة على السيف |
Çünkü işaret ona geçerse, seçilmiş kişi olduğunu bilecektin. | Open Subtitles | لأنك عرفتي أنه إن تلقت العلامة ستكون المختارة |
Yani sen bağışıklı, seçilmiş kişi veya öyle bir şey misin? | Open Subtitles | إذن هل أنت لديك مناعة أم من القلة المختارة ، أم شيء كهذا؟ |
Makine tarafından rastgele Seçilen ülkeler için savaşacağız. | Open Subtitles | سَنُكافحُ من أجل البلدانِ، المختارة عشوائياً بالماكينةِ. |
Onlarlayken, dışarıda o kişinin olup olmadığını bilmiyordun. | Open Subtitles | معهم، أنت لم تعلم بالتأكيد المختارة كان هناك |
Siz bu Dünya'nın tertemiz halini görecek seçilmiş | Open Subtitles | إنتم من القلة المختارة الذين سيشاهدون هذه الأرض |
Üç özgürlük savaşçısı ile tanıştım ve bana Kötü Kalpli Cadı'yı öldürmek için seçilmiş çocuk olduğumu söylediler. | Open Subtitles | قابلت ثلاثة من مقاتلي الحريّة واعتقدوا أنني طفلة القدر المختارة لقتل الساحرة الشريرة |
Özellikle de Jackie Sharp. seçilmiş olan o. | Open Subtitles | خصوصاً جاكي شارب، فهي المختارة بالنسبة له. |
Siz seçilmiş olan azınlığı, ailemize has bir gelenek olan birbirimize dilek yazıp şans getirsin diye ateşte yakmaya davet ediyoruz. | Open Subtitles | الآن ندعوكم أنتم القلّة المختارة للانضمام إلينا في تقليدنا الأسريّ لكتابة الأماني لبعضكم، ثم حرقهم ابتغاء الحظّ. |
Geri döndün, şu an buradasın, seçilmiş kişisin ve sana kesinlikle bu yüzden kızgın değilim. | Open Subtitles | عدتي و الآن أنتِ هنا و أنتِ المختارة و هذا بالتأكيد ليس سبب غضبي عليك |
Ümit ediyorum ki biz de, çok yüksek bir ahlaki düzen kuracak, bu seçilmiş insanların arasında yer alabiliriz. | Open Subtitles | أتمنى... نحن، أيضا، أن ننتمي لهذه الأمة المختارة الكبيرة التي سوف تقوم على قانون أخلاقي مثالي |
Ancak sadece seçilmiş birkaç yetenekli öğrenciye beynin nasıl büyülenip, duyuların nasıl yanıltılabileceğini öğretebilirim. | Open Subtitles | عموماً، فلتلك القلة المختارة الذين لديهم الاستعداد... يمكنني تعليمكم كيف تسحرون العقل وتذهلون الحواس |
AvcıIık güçlerimi kullanarak sana bu tahta kazığı saplayacağım çünkü ben seçilmiş kişiyim! | Open Subtitles | وبقوة المبيدة التي لديّ لأنني المختارة |
Değişim için seçilmiş parça, Ravel'in Bolero'su. | Open Subtitles | "مقطوعتك المختارة للانتقال هي بوليرو لرافيل" |
Ama seçilmiş kişiler için... ağırlık önemsizdir. | Open Subtitles | لكن للقلة المختارة... الوزن لا معنى له... |
Kutsal Bakire Meryem, seçilmiş kişi... | Open Subtitles | مريم العذراء المختارة المباركة |
seçilmiş gryphon* savaşçısıyım. | Open Subtitles | أنا المختارة من محاربي العنقاء |
seçilmiş birkaç kişi haricinde herkes ölecek. | Open Subtitles | الكل سوف يموتون... فيما عدا القلة المختارة. |
"seçilmiş kelimeler" bir anagram. | Open Subtitles | الكلمات المختارة" هو أعادة ترتيب الأحرف" |
Seçilen illerdeki 6500 kişinin beslenme ve yaşam biçimiyle ilgili itinayla anket yaptılar. | Open Subtitles | و قاموا بمسح دقيق لنمط الغذاء و نمط الحياة لـ6,500 شخص في المقاطعات المختارة. |
Değilse bile iyi olacağım çünkü o kişinin hâlâ dışarıda bir yerlerde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأذا لم ترجع ، فانا بخير ، لأننى أعلم أن المختارة مازالت بالخارج |